Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Havalı, iddialı, sıra dışı bir dizi olarak hepimizi ekrana kilitleyen ‘Ufak Tefek Cinayetler’, zaman içinde eski halini aratmaya başlasa da bir ümit sezon finalini bekliyorduk. Finalde iki saatin 1.5 saati ağır çekimlerle, bir bardak zehirli limonatanın elden ele dolaşmasıyla, dört kadın karakterin ‘hangisi düşecek?’ heyecanı yaratma çabasından mütevellit, aynı camın önünde yer değiştirmesiyle sakız gibi sünerek geçti! Bölümün tamamı, bir Amerikan dizisinde 10 dakikada verilirdi, net!

İYİ BAŞLADI, KÖTÜ BİTTİ

Tüm sezon ‘Baş karakterlerden kim ölecek?’ diye meraklandık, öle öle izleyicide etki yaratmayan yan karakterler öldü. İlk aylarında dizinin sıkı takipçisi olan kardeşim Kuki’nin final yorumuna çok güldüm: “Bittiğinde biri bana hakaret etmiş gibi hissettim, ‘Senin beynin yok, al izleyeceğin de budur’ dediler sanki!” Karakterlerin gayet kaliteli ve cool takıldığı yapımın mahalle kavgasıyla bitmesi de ayrı mevzu... Yalnız Burcu’yla Arzu’nun kavga sahnesi, çok gerçekçiydi. Sahneleri ‘Çukur’ dizisinin Kemal’i ve aksiyon yönetmeni Uğur Yıldıran çalıştırmış. Onun etkisi hemen hissediliyor!

Haberin Devamı

FESTİVALDE IV.MURAT EKSİKLİĞİ

Ankara Devlet Operası 2017-18 sezonunda; Türk opera tarihinin en önemli eserlerinden olan, Türkiye’yi yıllarca dünya çapında temsil eden ‘IV. Murat Operası’nı dev bir kadro eşliğinde başarıyla sahneledi. Operanın büyük ustası Okan Demiriş’in ‘IV. Murat’ı, tekrar seyirciyle buluşup, yoğun ilgi görünce; 9’uncu İstanbul Uluslararası Opera Festivali’nde sahnelenmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

İYİ BAŞLADI, KÖTÜ BİTTİ

Sahnelendiği her yerde izleyenleri büyüleyen, benim de defalarca aynı hayranlıkla seyrettiğim eserin, festival programında yer almaması üzücü. Yıllar sonra seyircinin yeniden bağrına bastığı, ihtişamlı prodüksiyonuyla Osmanlı tarihinin önemli bir dönemini anlatan ‘IV. Murat’ da festivalde sahnelense, efsanevi eser
yaşatılsa, harika olmaz mıydı?

ADANA’YI NİŞANTAŞI’NA DİKTİK!

Adana İl Sınırı, bir ocakbaşından fazlasıdır. Has bir Adanalı olan sahibi Adnan Çam başta olmak üzere, tüm ekibiyle tam bir aile ortamı yaşatır gidenlere, masaya bir kez oturdun mu kalkmak istemezsin... 2012’de Taksim’de bir bodrum katında başladı Adana İl Sınırı’nın yolculuğu. Namı öyle hızlı yayıldı ki, bir zaman sonra aynı civarda daha büyük bir yere geçti. Ardından Cihangir’e taşındık, (taşındık diyorum çünkü biz müdavimleri için orası ikinci ev olmuştu artık!) düşünüyorum da ne çok anım var orada... Şimdiyse Adnan Abi’nin deyimiyle “Bodrum katından buralara geldik, Adana’yı Park Şamdan’a diktik!” Mekanın benzeri olmayan lezzetteki Adana kebabı ve etleriyle, (bunu bir Adanalı olarak söylüyorum) tavuk kanatlı pazar akşamlarıyla, sohbetiyle ve neşesiyle Nişantaşı’na taşındık anlayacağınız. Üstelik bu sefer yemek sonrası eğlenceye devam etmek için barımız da var.

Haberin Devamı

İYİ BAŞLADI, KÖTÜ BİTTİ