Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

12 yaşımdan beri hayatımın değişmez isimlerinden olan çok yakın arkadaşım Caner’in şanssızlıktaki tartışmasız birinciliği, bizim grubun en çok güldüğü konularda başı çekiyor. Sadece bu yaz içinde art arda başına gelenleri anlattığında, onu yakından tanıyıp da olaylara şahit olmayanları inandıramıyor, o derece!

Bizimki önce halı saha maçında düşüp kolunu kırdı. Koluna bir alçı yapmışlar, fi tarihinden kalma! Daha sonra gittiği doktor gözlerine inanamamış. Bütün tatil planları suya düştü tabii, yazı İstanbul’da geçirdi.

Haberin Devamı

Zavallım kırık koluyla bize şımaracaktı ki, grubun diğer kıymetlisi Lavuk Zatto’nun ciddi bir rahatsızlığı ortaya çıktı, Caner’in bütün havası söndü. Zatto’nun ameliyatı için hastanede olduğumuz gün, bu kez Caner’in stresten tansiyonu fırladı, onu da acile kaldırdık!

Aksiyonsuz günü yok!

Birkaç gün sonra Caner’den mesaj geldi:

“Bankaya girdim, arkamdan içeri giren de canlı bombaymış.” Vallahi ben de inanmadım ama hem olay yerinden fotoğraflar yolladı, hem de olayın haberi bütün medyada çıktı. Adam “Ben canlı bombayım” diye kasayı soyup gitmiş, bizimki korkudan koma tabii!

Ve geçenlerde bir mesaj daha: “Yine bomba olayının ortasında kaldım sabah sabah, bu kez metroda!” Hani bunlar aslında gülünecek olaylar değil ama sinirlerimiz gevşedi artık, hep Caner’in başına geliyor çünkü!

Bu kez indiği durakta güvenlik çemberini görüyor, ne oluyor diye meraklanırken kalabalıktan biri “Bomba var” diye bağırınca herkes çığlıklarla Caner’in bulunduğu yöne doğru koşmaya başlıyor ve o sırada “Gümmm” diye bir patlama sesi duyuluyor! Peki yaşanan tüm korku ve dehşetten sonra şüpheli paketten ne çıkmış; nevresim takımı!

Nerede ne aksiyon olsa bizimkine denk geliyor; banka soygunu, metroda bomba paniği! Allah beterinden saklasın. Instagram’da gördüğüm fotoğrafı hemen kendisine yolladım, gerçek Survivor Caner’in özetidir bu fotoğraf!

Şaka bir yana, sonbahar hem memleketimize, hem de her birimize şanslı ve güzel günler getirsin inşallah...

HAYATA NEŞE KATANLAR...

Milletçe o kadar tatsız ve mutsuz bir yaz geçirdik ki hepimizin keyifli ve neşeli şeyler görmeye ihtiyacı olduğunu biliyorum. Bu fotoğrafı gördüğümde o kadar güldüm ve eğlendim ki sizinle de paylaşmadan duramadım. Fotoğraftaki çılgın üçlünün solundaki And Dülgar hayatımda tanıdığım en pozitif ve eğlenceli kişilerden biri...
Sadece And değil tüm Dülgar ailesi öyleler, onlarla vaktin nasıl geçtiğini anlamaz, bir arada olmaya doyamazsınız. Onlar için nerede olduklarının hiçbir önemi yoktur, bulundukları her yeri cennete çevirirler.
Şu fotoğrafa bir bakın; And ve arkadaşları (ortada Hunter Watts, sağda Tuğberk Selçuk) gayet sakin bir ortamı nasıl da eğlence parkına çevirmişler! Her birini yüz ifadeleriyle birlikte tek tek inceledikçe daha da çok gülüyorum. Üstelik fotoğraf olarak da gayet başarılı değil mi?
Hayatın her anına keyif katmayı, hiçbir şeye ihtiyaç duymadan mutlu olmayı bilen insanlara bayılıyorum, keşke hepimiz onlar gibi olmayı öğrenebilsek... Bu ay Göçek’e yanlarına gideceğim, benden de böyle fotoğraflar gelecek pek yakında!