Cumartesi günkü yazımda size anlattığım spor antrenörüm Burak Ay, epey ilgi uyandırmış ki, onunla ilgili çok sayıda mesaj aldım. Zamanında hayallerini ütopik bulanlara inat, Adana’dan İstanbul’a gelip spor eğitmenliğinde büyük başarı ve ün kazandığı hikayesiyle tam bir ilham kaynağı... Sıfırdan başlayıp tek başına zirveye gelen insanların deneyimleri, hayat motivasyonumuzu da yükseltiyor.
Etiler’de ‘MyPT’ adlı ilk salonunu açtığı zaman doğru dürüst spor aleti bile yokmuş içeride, şimdiyse her şeyin en kalitelisi var! Hocanın bir dakika boş vakti yok ve ben de dahil tüm üyeler, çok kısa zamanda geçirdiğimiz değişime hayret etmekteyiz. Size sadece üç haftalık ‘önce ve sonra’mı göstermek isterdim ama önceki halim utanç verici geliyor şu an! Hikayesini ben sordum, o anlattı...
- Adana’dan gelip de İstanbul’da nasıl bu kadar popüler oldunuz?
‘Ünlü bir antrenör olacağım’ dediğimde herkes boş işlerle uğraştığımı, hayalperest olduğumu söylerdi. Beni ciddiye almadılar. 2005’te Adana’nın iyi bir salonunda antrenör yardımcısı olarak sektöre girdim, tuvalet temizlediğim bile oluyordu. İstanbul hayalim için eğitimlerime devam ettim. Şu anki noktaya gelmek çok zaman aldı ama yılmadım. Allah’a sığındım ve sadece çalıştım.
- Eğitiminiz nedir?
Çukurova Üniversitesi Spor Akademisi Antrenörlük mezunuyum. Yıllarca profesyonel voleybol oynadım. Pilates, fitness, fonksiyonel antrenman ve antrenman bilimi konularında birçok eğitimim ve uluslararası sertifikam var. Çok sayıda bilindik spor merkezinde antrenörlük ve menajerlik yaptım.
‘Alanımda akla gelen ilk kişi olacağım!’
- Günde üç saatlik uykuyla nasıl bu kadar enerjik oluyorsunuz?
MyPT’yi bebeğim gibi düşünün. Doğması, emeklemesi, yürümesi ve koşması hiç kolay olmadı... Elimde olsa o üç saati bile uyumaz, işimin başında geçiririm. Babam bana hep ‘Ne olursa olsun sabah erkenden dükkanını açıp o bereketi içeri sokacaksın’ derdi.
- Çok iyi bir antrenör olmanızın yanı sıra iş adamı gibi görüyorum sizi... Lüks yaşamayı da seviyorsunuz galiba!
Günün 21 saatini ayakta, ‘Daha iyi ne yapabilirim?’ diye
düşünerek, fiziksel olarak da aktif bir şekilde üyelerime hizmet vererek geçiriyorum. Etiler ve Caddebostan’daki salonlarım, birer antrenman stüdyosu olmaktan çıkıp, aile kulübüne dönüştüler.
Lükse gelince; çalışmaktan fırsat bulduğumda bindiğim arabamı, gittiğim yerleri özenle seçtiğim doğru, o kadar da olsun artık!
- Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Hedefim, Türkiye’de antrenmana dair her şeyde ilk akla gelen kişi olmak. İşimde çok iddialıyım...
Başarıya giden yolda; sana inanmayanlara inat kendine güvenmek, hayallerinden vazgeçmemek ve durmadan çalışmak gerektiğinin ispatı Burak Hoca. ‘Helal olsun’ deyip feyz almak lazım!