İtiraf ediyorum; eylül ayını pek sevmemin nedeni dizi sezonunun başlaması, hem takip ettiğim diziler geri dönüyor, hem de fırından yeni çıkmış diziler arasından seçim yapıyorum; kendi çapımda takılıyorum yani!
DİLA HANIM: Erkan Petekkaya ve Hatice Şendil‘li dizi daha ilk bölümüyle sezonun favorilerinden olacağını gösterdi. Fragmanları yayınlanmaya başladığında “Kadir İnanır ve Türkan Şoray gibi etkileyici değiller” demiştim ama karşılaştırma yapmadan sadece yeni prodüksiyona konsantre olunca keyifle izleniyor.
Erkan Petekkaya‘ya ‘bey’ rolü çok yakışmış.. Artık tadı iyice kaçan ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ den ayrılarak doğru bir karar verdi. Bu arada son röportajında “Kadir İnanır taht, ben sandalyeyim” diyerek gönüllerde bir kez daha ‘tahtını’ kurdu Petekkaya. İki günlük şöhretlerin burnu kaf dağındayken; uzun yıllardır kendini ispatlamış çok başarılı bir oyuncu olmasına rağmen, ‘egodan uzak ve ustalara saygılı’ duruşuyla on numara bir sanatçı.
Tek bir sahneye takıldığımı söylemeden geçemem; Dila Hanım hayatında ata ilk kez binip de nasıl dağlara taşlara kendini salıp kusursuz bir şekilde dört nala gidebildi anlaşılır gibi değil! Bu dört nal denen şeyi öğrenmek bayağı zaman alıyor zira! Gerçi sonradan düşüp kafayı vurdu zaten; filmin aksine de Rıza Bey, Dila’yı kurtardı.
HUZUR SOKAĞI: Dizi, baş örtülü kızları dünya iyisi; başı açık kızlarıysa dinle alakasız, fettan, mini eteksiz sokağa çıkmayan tipler olarak gösterdiği için kötü eleştiren çok oldu. Başörtülü kızı canlandıran Sinem Öztürk, “Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz, bu proje insanları ötekileştirmeyen bir iş“ diyor ama biz izleyince pek öyle göremedik.
Dinine bağlı, başı örtülü kadınların yaşadığı mahallenin delikanlısı rolündeki Kutsi; zengin ve başı açık bir kızla yakınlaştı diye kıyametler kopuyor! Bu yönüyle izlerken bünyemde zaman zaman bir irritasyon yaratsa da bunun dışında sürükleyici ve izleyene adı gibi huzur veren bir dizi..
Fakirle zengin arasındaki farklar, parayla mutlu olunamayacağı, asıl değerli olanın aile ilişkileri olduğu, komşuluk ve mahalle kavramları ince ince çok güzel işleniyor.
Kutsi ve Selin Demiratar başrollerde çok başarılı ve birbirine yakışan bir ikili olmuşlar. Bir de kocasını aldatan, çocuğuna sevgi göstermeyen, taş kalpli kadın rolünde Yeşim Salkım‘ı çok beğeniyorum. İnsan izlerken hakikaten sinir oluyor karaktere!
KUZEY GÜNEY: Tatil dönüşü ilk bölümüyle yine harika başladı. Kuzey’in öldürülen kankası Ali’nin ardından döktüğü gözyaşı sahneleri ve Cemre’ye aşkını ilan edişi ilk bölüme damga vurdu. Kıvanç Tatlıtuğ gün geçtikçe oyunculuğunu daha da yükseğe taşımaya devam ediyor. Fatmagül’ün tecavüzcüsü olarak hepimizde nefret uyandıran Kaan Taşaner, Kuzey Güney’e komiser olarak transfer olmuş, onu da bu yeni karakteriyle nihayet seveceğiz!
ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ: Çok sevilen karakterlerin diziden ayrılmasıyla ciddi anlamda kan kaybetti. Ali Kaptan, Aylin ve Küçük Osman‘ın yokluğu fazlasıyla hissediliyor. Bir sürü yeni karakter doluşmuş, konsantre olmak zor. Eskisi gibi favori dizilerin başında değil kanımca.