Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dört yanımız cehennem yerine döndü, sabahları terör olaylarına, şehit haberlerine uyanma korkusuyla yataktan çıkamaz hale geldik... Kimsenin tadı tuzu yok, üzerimize koca bir karanlık çökmüş ve bizler artık dayanılmaz hale gelen bir acı ve umutsuzluk içinde yaşamaya çabalıyoruz. O hep dediğimiz ‘Ne olursa olsun hayat devam etmeli’ sözü var ya, giderek geçerliliğini yitiriyor, hayat devam edemez hale geldi...
Pazar günü baktım ki hava çok tatlı, “Dışarıda bir yemek yiyeyim, güzel havanın son demlerinden nasipleneyim” dedim. Daha masaya oturduğumun 10’uncu dakikasında gelen şehit haberleriyle bırakın yemek yemeyi, “Bir pazar keyfi yapayım” diye düşünmüş olmaktan dolayı bile ağır bir suçluluk duygusuna kapıldım.
Kardeşim günlerdir uyku uyuyamadığından, arkadaşlarım işe güce konsantre olamadıklarından bahsediyor, ana babalar çocuklarının geleceğinden endişeli, verdiğimiz gencecik şehitlerimiz herkesin içini alev alev yakıyor. Burnumuzun dibinde insanlarımız şehit olurken, günlük yaşama devam etmek ağır geliyor, “Onlar orada ölürken biz burada yaşamaya devam ediyoruz” hissinin verdiği korkunç bir vicdan azabı var içimizde...
Tüm bu duygular içinde de yaşamaya devam etmek, işlerimizi yapmak zorundayız. Son iki gündür “Köşemde ne yazacağım?” diye düşünüyorum, Cadde insanların okurken keyif aldığı bir ek ve ben de Cadde ailesinin bir üyesi olarak buna uygun konular seçiyorum.
Ancak şu günlerde hangi keyifli konudan bahsedilebilir ki?

Yargılamadan önce düşünmeli
Hadi tut ki kendini zorlayıp işinin gerektirdiği gibi yazmayı denedin, ‘hayat devam etmek zorunda’ mantığına uymaya çalıştın (ki ben bunu yapamaz haldeyim), bu kez de “Sen bu kara günlerde nasıl böyle konular yazarsın?” tepkisiyle karşılaşıyorsun. Başka yazar arkadaşlarımdan da duyuyorum bu tip tepkiler aldıklarını; acaba böyle dönemlerde başka konulardan bahsetmek bizler için kolay mı sanıyorlar gerçekten, sadece herkes gibi işimizi yapmak zorundayız.
Şarkıcı arkadaşlarımla dertleşiyorum mesela; “Ne yeni bir şarkı yapmak, ne sahneye çıkmak asla gelmiyor içimden ama sadece kendim için değil, benimle çalışan onlarca insanın hayatını devam ettirebilmesi, ailelerine bakabilmesi için de çalışmak zorundayım. Ne yapacağımı bilemiyorum” dedi bir tanesi...
Böyle karanlık zamanlarda işini yapan şarkıcılara da çok tepki gösteriliyor ama işte hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Herkesin içi yanıyor ama herkesin sorumlulukları ve mecburiyetleri var. O nedenle yargılamadan önce biraz düşünmek, karşındakinin tarafından bakmayı denemek lazım. Emin olun sizin müzik dinleyecek haliniz olmadığı kadar, onların da müzik yapacak halleri yok aslında...

Asıl duyarsızlar...
Öte yandan asıl duyarsızlar, asıl dünya yansa umurunda olmayanlar kendilerini sosyal medyada apaçık belli ediyor. Yıllardır tanıdığım bazı insanlarla ilişkimi kesmek istiyorum paylaşımlarını gördükçe! Memleket alev topu halinde, kimileri sosyal medyada hayatının nasıl da neşeli olduğuna dair fotoğraflar paylaşmaya devam ediyor. Biraz utanmanız olsun be!