* Kötü enerji alınan herkesten ve her şeyden uzak durulacak, benden alan değil bana bir şeyler katan insanlarla arkadaşlık edilecek. Can sıkan kalabalıklar yerine etrafına az, ama kıymetli insan toplamak en iyisi.
* Hayallere, amaçlara konsantre olunacak, yapılan planlar için emek verip, geyik muhabbetleriyle zaman harcanmayacak. Çalış, başar, senden mutlusu olmaz!
* Aşk meşk gibi gelip geçici ve insana vakit kaybettiren konulara takılmak yok. Mutlu eden kalsın, sıkıntı veren yürüsün de ense tıraşını görelim! Aşk için moral bozma geyiğine son!
* Hayatta en önemli değer anne, baba varsa kardeş. Onlara daha fazla zaman ayırmalı, el üzerinde tutmalı, üzmemeli. Zira gerçek ve kalıcı dost onlardan başkası değil.
Günü kaçırma, bir dakikanı boşa harcama!
* Kendine yatırım yapılacak, düzenli spor ve beslenmeyle sağlıklı yaşam kurallarına sadık kalınacak, erken yatıp erken kalkılacak, gün kaçırılmayacak, bugünün işi yarına bırakılmayacak.
* Yeri geldiğinde bencil olmayı, “Hayır” demeyi de bilmek lazım. En önemlisi kendi keyfin ve mutluluğun. Kimseyi mutlu etmek için kendinden ödün verilmeyecek.
* Zor da olsa, yaşanacak iyi kötü her şey ‘Allah’ın takdiri’ olarak (inanç önemli) sabırla kabul edilecek, isyan yok, umudu kaybetmek yok!
* Yakın bir arkadaşımın hep söylediği “Kimsenin senin gibi duyarlı, yardımsever, vefalı olmasını bekleme; hayal kırıklığı yaşama” cümlesi beyine kazınacak, herkese açık kapı bırakılacak. Kendini sev, kendine güven ve inan. Ötesi yalan...
2011 hak eden herkese güzellikler getirsin.
ELiMDE CEBiM, EN SAYGISIZ BENiM!
Cep telefonları ilk çıktığında nasıl da havalı ve hayat kolaylaştırıcı görünmüştü hepimize. Büyük heyecanla hayatımıza soktuğumuz o telefonlar şimdi hayatımıza hakim hale geldi. Teknoloji ilerledikçe, Facebook’lar, Twitter’lar, bedava mesajlaşma servisleri cep telefonlarına dahil oldukça, işin ucu insan ilişkilerini yok etmeye kadar vardı. Etrafınıza bir bakın, herkes telefonuna bağımlı yaşıyor. O telefonun bir şarjı bitsin, bir bozulsun sanki hayat duruyor. Kimseyle oturup iki kelime konuşulmuyor artık. Herkesin elinde telefonu, sürekli yazıp, oynayıp duruyor. Hele ki yemek masasında, arkadaş sohbetinde karşısındakine ne büyük bir saygısızlık. Teknolojinin bizi götürdüğü yoldan artık korkmaya başladım!
DiZi FiNALLERİ ÖNEMLİ
‘Yaprak Dökümü’ beş yıl boyunca büyük ilgiyle izlendi ve en başarılı yapımlardan biri oldu. Final gecesinin reklamı da aylar öncesinden başladı ve doğal olarak dizinin takipçileri heyecanla son bölümü bekledi.
Ancak final gecesinin büyük kısmının ‘komşu kızının hamam sefası, düğün telaşı ve nikahına’ ayrılması hayal kırıklığı yarattı. Dizinin esas adamları ise yine acılar ve üzüntüler içinde boynu bükük kaldı.
Ali Rıza Bey’in ölümü finalin tek etkileyici sahnesiydi. Boş ev sahneleri ise ‘Aşk-ı Memnu’ finalini anımsattı, keşke daha özgün olsalardı.
Beş yıl boyunca reyting rekortmeni olan ‘Yaprak Dökümü’nden daha şaşalı ve tatmin edici bir final beklerdik. Twitter’daki yorumlarda da izleyenlerin ağladığını, üzüldüğünü, ama tatmin olmadığını gördüm. Konuyu beni çok güldüren bir tweet’le noktalıyorum: “Ali Rıza sonunda öldü ve Yaprak Dökümü bitti. Şimdi sıra sende Ali Kaptan. Korktun mu Ali Kaptaaağn?”