Magazinde özel hayatıyla yer almak istemeyen isimlerin bu hassasiyetine saygı duymak, “Tüm Türkiye’yle paylaşmak istemedikleri” alanlarına müdahale etmemek gerektiğine inanırım. Bütününü ve hatta kariyerini ‘magazin’e borçlu olanlar olduğu gibi; bir de Şahan Gökbakar gibi tamamen ‘yaptıkları işlerle ve büyük başarılarıyla’ şöhret olanlar, halkın gerçek sevgisini kazananlar var.
Gökbakar’ı Instagram’da takip ediyorum, gizli saklı yaşayan bir adam değil, zaten günlük hayatının çoğu ayrıntısını onu takip eden 500 bin küsür kişiyle samimiyetle paylaşıyor. Sadece hayatının kız arkadaşıyla olan bölümünün kendine özel kalmasını tercih ediyorsa, bunun Gökbakar’ı çileden çıkarana kadar kurcalanmasına anlam veremiyorum.
İsyanını anlıyorum ama...
Onun da dediği gibi ‘magazinde yer almak için çırpınan’ tonlarca ünlü var, bu çarkın dönmesi için yeter, artar ve hatta taşma yaparlar. Hal böyleyken Gökbakar’ı sevgilisiyle görüntüleme ısrarına gerek var mı? Sessiz sakin yıllardır devam eden bu ilişkiyi herkes biliyor zaten, o nedenle ilgi çekici bir durum da yok ortada.
Gökbakar, sert konuşmuş çünkü korumaya çalıştığı sabrı bir noktada patlayabilir insanın, robot değil ki her şeye tepkisiz kalabilsin! O açıklamanın en sonunda; “Bu yazı asla işini etik yapan, sınırları vicdan ölçüsünde çizen, saygı gösteren ve benden hep saygı görecek olan gazetecilere değil...” diyor.
Keşke ‘sözlerinin tüm magazin basınına olmadığını’ vurgularken, tam olarak kimlere gittiğini de belirtseydi, böylece “Tüm magazin basınını töhmet altında bıraktı” tepkisiyle karşılaşmazdı.
Gökbakar’ın ne hissettiğini ve neden isyan ettiğini anlıyorum ama seslendiği adres ‘muamma’ olmamalıydı.
ASIL ŞOKU ‘ŞEREF MESELESİ’ YAŞATTI!
Geçen pazarın en heyecanla beklenen dizisi şüphesiz ‘O Hayat Benim’di çünkü Yeşim Ceren Bozoğlu’nun kalbimizde taht kuran ‘Nuran’ karakteri, başarılı oyuncunun iç yüzünü bilmediğimiz sebeplerle diziden ayrılması nedeniyle ölecekti.
Tam da bu önemli karakterin ölümüne kilitlenmişken; ‘Şeref Meselesi’ büyük bir ters köşe yaptı ve dizinin ana karakterlerinden ‘Sibel’ (Yasemin Allen) hiç beklenmedik bir şekilde öldürüldü. Tabii hemen komplo teorileri başladı Allen’in neden diziden ayrıldığıyla ilgili ama kendisi bunun senaryo gereği olduğunu söylüyor.
Ağlamaktan içim çıktı!
Onu bunu bilmem de, ‘Sibel’in ‘öleceğini hissederek’ hastanede sevdikleriyle yaptığı veda konuşmalarına ve öldüğü sahneye ağlamaktan tam anlamıyla iflahım kesildi.
Allen başta olmak üzere tüm oyuncuların performansı o kadar ‘efsane’ydi ki, bugüne kadar izlediğim tüm dizilerde ‘beni en çok ağlatan ve etkisinden çıkamadığım’ sahneler olarak tarihime geçti, hâlâ gözümün önünden gitmiyor.
Bir daha izlemek istedim ama yüreğim kaldırmaz diye izleyemedim o derece! Hepsine teker teker helal olsun! Bana sorarsanız ‘Sibel’in ‘beklenmedik’ ölümü ‘Nuran’ın ‘önceden bilinen’ ölümünü solladı.
Ancak ‘O Hayat Benim’ usta oyuncu Oya Başar’ı kadrosuna katarak muhteşem bir hamle yaptı.
Oya Başar’ın yer aldığı yeni bölüm fragmanını izlerken tüylerim ürperdi, gözlerim doldu. Hayran olduğum Başar’ın gelişi diziyi uçuracak, heyecanla bekliyorum.