Bugünlerde sürekli bir gezme tozma halindeyim. Hiç ortam yoktur çok şükür, ya hep ya hiç!
Ya iş güç, spor harici evden dışarı burnumu uzatmam, asosyallikte sınır tanımam ya da gezmekten eve uğrayamaz hale gelirim!
Annemin her iki dönemim için de ayrı ayrı özlü sözleri vardır! Evden çıkmıyorsam sosyalleşmem için “Gezen tilki uyuyan aslandan iyidir” der; eve girmiyorsam da “Çok gezen tavuk ayağında b..k getirir” diye başlar! Onun da ne istediğini bir anlayamadım ya neyse...
Hazır hafta sonuyken favori mekanlarımı paylaşayım sizinle, seçer seçer gidersiniz...
* DEĞİŞMEZ AŞKIM: KAV BUTİK
Nişantaşı’nın yıldızı Atiye Sokak, Atiye Sokak’ın değişmez yıldızı da Kav Butik! Bebek’te Lucca neyse, Nişantaşı’nda da Kav Butik tam o işte... Kav’a bir kez ayak basınca vazgeçmek imkansız, bağımlılık yapıyor. Mekanın bu kadar popüler olmasının ardındaki isim başarılı işletmecisi Cenk Çöteli. İşinin başından bir an ayrılmıyor, mekana sürekli yenilikler katıyor, arı gibi çalışıyor, “Amaan nasıl olsa mekan oturdu, keyfime bakayım” demiyor yani, başarısının sırrı da orada zaten!
Bu sezon dekorasyon da yenilenmiş ve efsane olmuş, içerisi ayrı, dışarısı ayrı keyifli. Pazar hariç haftanın her günü açık ve her gün tıklım tıklım... Cuma-cumartesi geceleri ünlü DJ Özhan Özal çalıyor, bir yanda İtalyan mutfağından lezzetli yemekler, bir yanda 750 çeşit şarap arasından seçtiğiniz şarabınız, bir yanda iyi müzik, bir yanda kaliteli ortam ve muhabbet, daha ne olacak! Bendeki Kav Butik aşkı bitmez!
* SIRADIŞI BİR ORTAM İÇİN: NOPA
Atiye Sokak’ta görülmesi gereken bir restoran Nopa... Açılıp kapanan yüksek bir cam tavanı var, ortamı ferahlatıyor, duvarları yemyeşil gerçek bitkilerle kaplı. Dakikalarca bakakaldım, kendinizi ormanın ortasında gibi hissediyorsunuz, çok farklı ve etkileyici bir dekorasyona sahip.
Kinoa salatasından somonuna, makarnasından etlerine kadar yemekler başarılı ama servis için aynı şeyi söyleyemem, epey yavaşlar! Sıradışı bir ortamda keyifli bir yemek deneyimi için mutlaka gidilmeli.
* EN İYİ YEMEK: PAPERMOON
Yemeklerinin lezzetiyle benim için de her daim zirvede, uzun ve bol sohbetli akşam yemekleri için en iyi adreslerin başında. Geçenlerde Nurgül Yeşilçay eşofmanla Papermoon’a gidip, o kılıkla kendisini içeri almak istemediler diye Instagram’da dalga geçmişti.
Halbuki Papermoon İstanbul’un en şık restoranlarından biri, müşteriler de bunu bilerek ona göre giyinip gidiyor, eşofmanla girmek için inat etmek ne ayıp! Ünlü olana her şey serbest mi olacak yani, anlayamadık onu!
* CANLI MÜZİK KLASİĞİ: LEVEL
“Level’ım geldi” diye bir cümlemiz var kankuşum Zatto’yla, geçen yine Level’ımız gelince attık kendimizi Murat Pirpiri sahnesine! Bu sezon 10. yıllarını kutluyorlar, nice on yıllara... Benim de hayatımın 10 senesi Level’da geçti valla, canlı müzikte üstüne tanımadığım Murat Pirpiri ve Arnavutköy Level pek kıymetlimdir!
* TADINDAN YENMEZ: SHAKE SHACK
Fast food restoranlarında en huylandığım şey yağ kokusu içinde gelen patates kızartmasıdır ki, dünyaca ünlü olanlarda bile bu mide bulandıran sorun mevcut! Ama Shake Shack bu konuda farkını konuşturuyor.
Hayatımda yediğim en güzel patates kızartması orada, hamburgerleri de efsane! Bu ara bir kaç kilo almamda en büyük sorumlulardan biri Shake Shack! Aşeriyorum resmen!