Lise günlerimi düşünüyorum da, her gün yeni hayallerle uyanır, onları gerçekleştirmek için planlar yapar dururdum. Müziğe ve şarkı söylemeye olan tutkum, geleceğe dair beni en çok heyecanlandıran şeylerin başındaydı, şan derslerine aksatmadan gider, hayallerimi gerçekleştirmek için kendimi hazırlardım.
İşte bu yüzden; 19 yıldır aralıksız yapılan ve 29 Nisan Cuma günü büyük finali gerçekleştirilecek olan ‘Vodafone Freezone Liselerarası Müzik Yarışması’na katılarak müziğe dair hayallerini gerçekleştirmek isteyen liseli gençlerin heyecanını hissedebiliyorum! Böylesine uzun soluklu ve saygı duyulan dev bir organizasyonda, Türkiye’nin her yanından yarışmaya katılan 446 lise arasından ilk 30’a kalarak final hakkı kazanmak bile büyük başarı, hepsine tebrikler...
Yarışmanın önderi Hacıpaşalıoğlu
‘Vodafone Freezone Liselerarası Müzik Yarışması’; bu sene Eurovision’da San Marino’yu temsil edecek olan (Onu San Marino’ya kaptırdık diye vallahi içim yanıyor hâlâ!) ve uluslararası alanda birçok başarıya imza atan değerli sanatçımız Serhat Hacıpaşalıoğlu’nun önderliğinde organize ediliyor. Eurovision hazırlıklarının yoğunluğuna rağmen, genç müzisyenlerin hayallerine ortak olmaktan vazgeçmeyen ve yarışmaya başkanlık eden Hacıpaşalıoğlu’nun yeri kalbimde daha da büyüdü. Sadece kendi kariyerine odaklanmak yerine, gençlerin önünü açmak için emek veren sanatçılara
saygım sonsuz.
Yarışma jürisinde Teoman, Aşkın Nur Yengi, Özkan Uğur ve Harun Tekin gibi sevilen sanatçılarla; gazeteci ve köşe yazarları yer alacak. Bu seneki finalde jüri olmam teklif edilince ben de büyük hevesle kabul ettim. Her geçen yıl daha da büyüyen bu organizasyonda liselilerin heyecanını paylaşmak paha biçilemez bir mutluluk olacak.
Kazananların para ödülleri, Bilgi Üniversitesi’nden eğitim bursu, müzik stüdyosu gibi büyük hediyeler kazanacağı ‘Vodafone Freezone 19. Liselerarası Müzik Yarışması’nın icra dalı şampiyonları bir de aynı gece Beyaz Show’a katılarak milyonlarca kişiye ulaşma şansı yakalayacak. Gençlerin hayallerini gerçeğe çeviren yarışmanın final gününü iple çekiyorum, tüm finalistlerin şansı bol olsun.
ŞEKER GİBİ KİTAP...
Son dönemde en bayıldığım yazarların başında Şebnem Burcuoğlu geliyor. İlk iki kitabı ‘Kocan Kadar Konuş’ ve ‘Kocan Kadar Konuş-Diriliş’le satış rekorları kıran ve kitapları filme uyarlanan Burcuoğlu’nun yeni kitabı ‘Şekerfare’yi adıma imzalanmış şekilde çalışma masamda bulduğum gün keyiften uçtum yeminle!
Hemen aklıma diğer kitaplarını okurken girdiğim gülme krizleri geldi. Tespitleri öyle doğru, esprileri öyle zekice ve üslubu o kadar samimi ki onun kitaplarını okumaya doyamıyorum. ‘Şekerfare’yi de diğerleri gibi bir çırpıda bitirdim, bitirmeden başka şeye konsantre olamıyorum çünkü! Bu kez ünlü ve zengin olup yırtmaya çalışan genç bir kızın hikayesiyle karşımızda. Burcuoğlu’nun anlatımıyla tüm karakterler ve sahneler gözünüzde bir bir canlanıyor. Yine çok keyifli, yine bitti diye üzüldüğüm bir kitap yazmış. Okumayan çok şey kaçırır söyleyeyim!