Yeşilçam filmlerinde içkiye, gazoza ilaç atarak kadınların tuzağa düşürüldüğü zamanlarda, annelerin büyük korkularından biri de şuydu: “Aman yavrum yediğine içtiğine dikkat et, içine ilaç atarlar!” Bugüne baktığımızda ise ‘içkiye ilaç atma mevzusu’ masum kalmaya başladı! Teknolojiyle birlikte korkular da boyut değiştirdi.
Ünlü bir oyuncunun genç yaştaki kızı, “Cinsel içerikli fotoğraflarını sosyal medyada yayarım” diye tehdit ediliyor mesela... Bunu yapan da genç kızın eski sevgilisinin bir arkadaşı... Eski sevgili, özel fotoğraflarını kendi arkadaşıyla paylaşmış! Geçmişte erkekler değil görüntü paylaşmak, sevgilisiyle yaşadığı özel anlardan bahsetmez, konuşmayı ayıp sayarlardı. Şimdi ise utanmazlık ve karaktersizlik revaçta! Bir kadın, hayatını paylaştığı erkek arkadaşına güvenmemeli yani... Her an ‘Yarın öbür gün ayrılırsak, elinde bana karşı kullanabileceği şeyler olmamalı’ diye düşünüp ona göre hareket etmeli.
Gerçi dikkatli davranmak da yetmiyor ki! Montaj ve photoshop’la da insanların hayatını karartmaya çalışanlar çıkabiliyor.
Bakınız Şeyma Subaşı’nı karalamak, videolarına yapılacak ses montajlarıyla iftira kampanyası planlamak suçuyla bir ‘çete’ yakalandı! Yemeyip içmeyip çete kurmuşlar ya, mesai harcıyorlar kadını bitirmek için!
Anlayacağınız evladını tuzaklardan korumak isteyen annelerin işi gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Teknolojideki her gelişme, ahlaksızların ve kötü niyetlilerin elinde büyük tehlikeye dönüşüyor. Ürkütücü değil mi?
‘ÇEVRİMDIŞI AŞK’...
Yeni bir kitabının çıktığını görünce, konusuna bakmadan, sayfalarını karıştırmadan alıyorum artık... Çünkü biliyorum ki, bayılarak okuyacağım, zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağım ve günlük streslerden uzaklaşıp, eğlenceli bir yolculuğa çıkacağım!
Çok satan ‘Kocan Kadar Konuş’, ‘Kocan Kadar Konuş Diriliş’ ve ‘Şekerfare’ romanlarından sonra Şebnem Burcuoğlu’nun yeni kitabı ‘Çevrimdışı Aşk’ı da büyük keyifle okudum. Özellikle benim gibi büyük şehirden kaçıp, daha huzurlu yerlere göç etme hevesi olanlar, epey etkilenecek. Kitabı okurken, kurduğum hayallerin haddi hesabı yok. Üstelik kaçma isteğim de tavan yaptı!
SANGU’NUN SEVGİLİSİ HAKLI!
Elçin Sangu’nun filminin galasında öpüşme sahnelerini izlememek için salondan çıkan erkek arkadaşı Yunus Özdiken, bu konudan çok bahsedilince açıklama yapmış. Diyor ki; “Elçin’e ve işine saygı duyuyorum... Kişisel tercihim, bu tarz sahneleri izlememek yönünde... O kadar da özgürlüğüm olsun.”
Hemen empati yaptım; ben de sevdiğim, aşık olduğum kişinin başkasıyla öpüşmesini izlemeye dayanamam, iş olduğunu bilsem de cinnetin eşiğine gelirim! Özdiken’in salondan çıkıp, öpüşme sahneleri bitince geri dönüşü aşkın hareketlere dökülmüş halidir kanımca...