Fakirinden zenginine herkes kendine göre yardım etmeye çalışıyor depremzedelere. Herkesin özel hayatını sergilediği, birbirine ağzına geleni söylediği Twitter bile yardım koordinasyon aracına dönüştü
Milletçe üzerimizde kara bulutlar dolaşıyor bu aralar, sizlere her zaman yaptığım gibi neşeli, eğlenceli konulardan bahsedemiyorum; arkası kesilmeyen şehit haberlerini aldıkça ve Van’da deprem sonrası görüntüleri izledikçe boğazım düğümleniyor, uzaktan takip etmek bile insana bu kadar acı verirken bu acıyı bizzat yaşayanları düşünemiyorum. Allah hepsine sabır versin, yardımcıları olsun..
İçimi biraz olsun rahatlatansa hiçbir konuda anlaşamayan toplumumuzun hemen her kesiminin, bu zor günlerde tek vücut olup kenetlendiğini görmek... Fakirinden zenginine herkes kendine göre yardım etmeye çalışıyor depremzedelere. Normal zamanda, -herkesin özel hayatını ortaya döktüğü ve milletin birbirine ağzına geleni söylediği için- varlığından hoşlanmadığım Twitter, bu kez yardım çağrılarının hızla yayılmasına ve etkin bir şekilde toplanmasına yardımcı olduğundan ilk kez “İyi ki varmış” diyorum.
Eğlenceler iptal!
Bu arada bir telefon mesajıyla da olsa katkıda bulunma şansı var herkesin, ben de hatırlatayım; 2868’e boş mesaj atarak Kızılay’a; 2930’a boş mesaj atarak AKUT’a 5 TL’lik yardımda -hemen şu anda- bulunabilirsiniz. Telefonlar hepimizin elinin altında.
Bu hafta davetli olduğum eğlence organizasyonlarının hepsi iptal edildi, sanatçılar konserlerini, sahne şovlarını erteledi. Bunlar yerinde hareketler oldu, zira üst üste bu kadar üzücü olay yaşarken zaten hiç kimsenin eğlenecek, gezecek hali yok. Çevremdeki gençlerin çoğunda aynı duyarlılığı görüyorum, en ‘tuzu kuru’ dediklerim bile eğlence hayatını kesmiş oturuyor, olması gereken de bu.
KEŞKE DEMEK YERİNE...
Yüzlerce insanımız öldü, binlercesi yaralandı, evsiz, yersiz, yurtsuz sokakta kaldı, ailelerini, yakınlarını kaybetti. Keşke bütün binalar denetlenmiş ve deprem yönetmeliğine uygun olmayanlarda oturulmasına izin verilmemiş olsaydı değil mi? Keşke taşıyıcı kolonları cahilce kesilmiş olanlar tespit edilmiş olsaydı...
Bazı binalar sapasağlam dururken bazılarının yerle bir olup yüzlerce hayatı karartmasının hesabını kim verecek şimdi? Malzemeden çalan müteahhitler kafalarını yastığa rahat koyabilecek mi? Kim bilir belki de ‘hiç düşünmeden hayatları tehlikeye atanlar’ uyku problemi de yaşamazlar!
Biz depreme her an hazırlıklı olması gereken bir milletiz ne yazık ki, ama hâlâ bu bilinç yerine oturmadı. Bina denetlemelerinin en sıkı haliyle yapılması için daha kaç deprem görmemiz, kaç can vermemiz gerekiyor?!
CANLI YAYIN ZOR ZANAAT!
Canlı yayınlanan programlarda depremden bahsederken hatalı cümleler kullanan veya söylemek istediklerini yanlış ifade eden spiker ve sunucular adeta topa tutuluyor. Tabii ki hepimizin hassas olduğu günler yaşıyoruz ve milyonlarca kişiye ulaşan ekran yüzlerinin ağzından çıkacak her kelimeye dikkat etmesi gerekiyor ama istemeden yapılan hataları da çığ gibi büyütüp acımızı birkaç isimden çıkarmaya çalışmanın manası yok diye düşünüyorum. Öte yanda ekranda deprem gafı yapanlar da çıkıp “Öyle demek istemedim de böyle demek istedim” diyeceklerine bir ‘özür dileseler’ sinirlerin yatışması daha kolay olur.
Önce Van depremzedelerine sonra da tüm milletimize Allah sabır versin, ha bir de akıl fikir versin ki bir dahaki depremde yine aynı senaryoyu yaşamayalım!