Annem ve kardeşim Kuki’yle tiryakisi olduğumuz 'Fatmagül’ün Suçu Ne?' dizisinde yarım akıllı Rahmi rolünde izlediğimiz Bülent Seyran, geçenlerde metroda kendisini gören iki kadının; “Böyle para kazanıyorlar bir de metroya biniyorlar” demesine üzülmüş ve “Çok şükür paramızı kazanıyoruz. İnşallah ev sahibim duymaz. Bu kadar kazanıyorsam neden kirada oturayım” demiş.
Bir kere bu iki dedikoducu kadının Seyran’ın duyacağı şekilde böyle bir konuşma yapması son derece çirkin! (İlla dedikodu yapacaksan fısılda bari!) Öte yandan bir insan dünyanın parasını kazanıyordur ama trafikten kaçmak ve vakit kazanmak için metroyu, metrobüsü tercih ediyordur. Size ne 'üstünüze vazife olmayan konularda ahkam kesen boş ablalar?!'
Dizinin kadrosu kusursuz
Gelelim Seyran’ın “Beren Saat oynamasaydı belki de bu dizi bu kadar tutmazdı. Bizler de Beren dolayısıyla ekmek kazanıyoruz" sözlerine. Bu açıklamasıyla kendine ve dizinin diğer oyuncularına haksızlık etmiş. Muhakkak ki Beren Saat’in rolü var dizinin izlenmesinde, ama onun dışında da hepsi birbirinden muhteşem oyuncu kadrosu var. Tüm ekibin bu kadar başarılı olması çok rastlanan bir durum değil.
Hele Bülent Seyran, özellikle son iki bölümdür oyunculuğuyla herkesi büyülüyor, ağlatıyor. Biz ailecek “Vayy bee oyuna bak, helal olsun” diye izliyoruz kendisini. Bence onun 'Beren Saat sayesinde' dediği işin asıl sırrı, her zaman iyi oyuncular seçen ve iyi projelere imza atan Ay Yapım’da!
NİYE KUDURDUK?
Radyoda Galatasaray-Fenerbahçe maçı öncesi ‘camları kırılan otobüsleri’ dinlerken taksinin şoförüyle 'şiddet'ten bahsetmeye başladık. Anlattıkları karşısında kanım dondu:
“Ulus 29’dan müşteri alıyorum. Adamın yanında sevgilisi var. Eve uğrayıp ‘pala’ alıyor ve bir gece kulübüne kavgaya gidiyor. Yolda da ‘elime bir de şişe alacağım, kafasında kıracağım’ diye konuşuyor. Dayanamayıp ‘kız arkadaşınıza da yazık değil mi?’ diyorum, neredeyse bana saldıracak; ‘konuşma, işine bak’ diye cevap veriyor. Ne oldu bu millete, niye kudurduk?”
Düşünün ki taksi şoförünün bu müşteriyi aldığı Ulus 29 İstanbul’un en kaliteli eğlence mekanlarından biri. Buradan çıkan bir adam elinde palayla kavgaya gidecek kafada olursa varın halimizi siz düşünün!
Gerçekten de maça döner bıçaklarıyla, gece kulübüne palayla giden, her gün, kadınların kocaları, sevgilileri tarafından kesildiği, küçük çocuklara tecavüz edilen bir yere dönüştü Türkiye.
Ne oldu bize? Niye kudurduk? Asıl ve en çok cevabı aranması gereken soru bu.
AREF?KAZANMALIYDI!
'Yetenek Sizsiniz' yarışmasında yaptığı inanılmaz taklitlerle Sefa Doğanay birinci oldu. Sefa çok başarılıydı ve gözlerini kapatıp dinleyende gerçekten Yıldız Tilbe, Nihat Doğan, Emrah, Gönül Yazar vs. konuşuyormuş hissi yaratıyordu. Ayrıca taklit yeteneğinin yanı sıra kurguladığı diyaloglar da son derece komik ve keyifliydi. Amaaaa.
Sefa’yı severek izlememe rağmen şampiyon kesinlikle Aref Ghafouri olmalıydı. Karşılaştığım, konuştuğum herkes de aynı fikirde. Zira Aref, yaptığı bütün şovlarla hepimizin ağzını açık bıraktı, şoktan şoka soktu, Türkiye’nin en çok konuşulan isimlerinden biri haline geldi. Hele final şovunda yaptıkları kendisinden ciddi ciddi 'tırsmamıza' sebep oldu! Benim şampiyonum Aref’tir ama ne yazık ki kendisine 250 bin TL’lik büyük ödül veremeyeceğim!
PARDON
Cumartesi günkü “İbrahim Tatlıses rantçıları” başlıklı yazımın altına Seda Sayan, Mehmet Ali Erbil gibi Tatlıses’in çok eski dostlarının fotoğrafları konunca (gördüğümde şoke oldum) sanki 'rantçılar' derken onlardan bahsediyormuşum gibi bir hava olmuş. Hastaneye ‘kendini gösterme amaçlı’ gidenler derken kastettiklerim asla o fotoğraflar-daki ünlüler değil, bambaşka isimlerdi. Üç gündür içim içimi yedi, bilginize.