Geçenlerde eski sevgilimle kahvaltıya gittik. Hâlâ karşılıklı oturup sohbet etmemiz, birbirimize bu kadar sevgi ve saygı duymamız ne kadar güzel diye düşündük
Telefonda sesini ilk duyduğumda dizlerimin bağı çözülmüş, yüzünü ilk gördüğümde “Bir daha hayatın hiç eskisi gibi olmayacak” demiştim kendi kendime. Her görüştüğümüzde ellerim ayaklarım birbirine dolanırdı heyecandan... Ona olan aşkım yıllarca aynı şiddette devam etti, yaptığı büyük bir yanlış sonrası hayatımdan çıkarmamdan sonra bile.
Aradan geçen bir iki senenin sonunda bana ulaştı, “Sana yaptıklarım için çok vicdan azabı çekiyorum, her gece dua ediyorum beni affet diye” dedi. Vicdanlı insana saygım sonsuz dostlar, çünkü bu değerden nasibini hiç almamışlar o kadar çok ki...
O büyük aşkım bitti bir gün ama birbirimizin hayatından hiç çıkmadık, söz verdik sonsuza kadar birbirimize gerçek dost olmaya.
Geçenlerde kahvaltıya gittik. İki çok yakın arkadaş gibi dedikodu yaptık, dertleştik. Hâlâ karşılıklı oturup sohbet etmemiz, birbirimize bu
kadar sevgi ve saygı duymamız ne kadar güzel diye düşündük.
Eski sevgili gözlerinin içine bakarak yalan söylemeyecek kadar “adam”sa, seni çok üzmüş olsa bile bunu isteyerek yapmadığını biliyorsan, kalbinin temizliğine inanıyorsan; ondan vazgeçilmez bir dost olabiliyormuş. İyi ki var...
BiRi BiTTi HOOP SIRADAKi!
Kısa zaman önce ayrıldığı sevgilisinin başkasıyla olduğu hatırlatılınca “İnsanları anlamıyorum. Bir ilişkisi biter bitmez nasıl hemen başka bir ilişkiye başlıyor” demiş Ayşe Özyılmazel.
Tabii ki böyle bir durumda insan yaşamış olduğu aşktan bile şüphe ediyor, ne kadar güçlü ve takmıyor görünse de hayal kırıklığına uğruyor. Kalbi olan, aşka saygı duyan insanlardan bahsediyorum yalnız!
Bir de sanki onca zaman yaşadığı ilişkinin hiçbir anlamı yokmuş gibi anında rotayı başka yöne çevirenler, bir sürü şey paylaştığı insanı üzmekten hiç çekinmeyenler, kendinden başka kimseyi düşünmeyenler var.
Ve ne yazık ki insanı aşktan soğutan, sevmeye korkutan, “Ben şimdi bunca emeği buna mı verdim?” diye isyan ettiren bu tiplerin sayısı büyük bir hızla artıyor. Artık anlamamak ve şaşırmak yerine bu gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız! Çok acı!
ALiCAN YÜCESOY VE RTÜK
Genelde televizyonum adeta bir dekoratif obje gibi bana bakar salonun köşesinden! Ancak nadiren canım çok sıkılmışsa bir bakıyorum ne var ne yok diye. Özel olarak açıp izlediğim çok az şey var ki bunlardan biri “İntikam” dizisi.
Yeni sezonda diziye katılan Alican Yücesoy, diziye acayip renk getirdi kanımca. Zaten Allah bir çift göz vermiş ki; hiç oynamayıp öylece baksa bile olur yani! Yakın plandan çekildiği her seferde kendimi “O nasıl bir göz rengidir” diye şoka girmiş yakalıyorum.
Bir de gerçekte hiç karşıma çıkmamış olduğu için; dizilerde ve filmlerde görmekle yetindiğim; sevdiği kadın için her şeyi göze alan, onu sahiplenen, gözü başka hiç kimseyi görmeyen karakterlere ayrı bir sempatim var. Ama böyle bir erkek modeli gösterirken mutlaka “Bu karakter tamamen hayal ürünüdür” ibaresi yayınlanmalı!
Zira gerçek hayatta bulunması çok zor olan bu karakterler genç kızların ve kadınların psikolojisinde travmatik etkiler yaratıyor. RTÜK‘e sesleniyorum!