Yıllar süren ilişkisi bittiğinde hiç vakit kaybetmeden yeni bir ilişkiye başlayanları anlamakta hep güçlük çekmişimdir. Bana göre; aşk hikayesi bir taraf için tamamen bitmişse bile hemen yeni bir aşka koşturmak, yıllarca hayatını paylaştığın kişiyi hiçe saymak oluyor ki, bu bana fazlasıyla can acıtıcı, kalp ve gurur kırıcı geliyor.
Yargılamak kimseye düşmez tabii, herkesin hayatı kendine ama benim içim burkuluyor böyle şeylere...
Yakın bir arkadaşım yaşıyor şu an aynı hikayeyi, “Sanki onca yıl hiç yaşanmamış gibi, onda en ufak izim kalmamış gibi nasıl bu kadar çabuk yeni bir ilişkiye başlar” diye üzülüyor ve etkilenmemiş gibi görünmeye, dik durmaya çalıştıkça bu kez gerginlikten orası burası tutuluyor.
İnsanın içine attığı her şey fiziksel olarak bir yerinden çıkıyor mutlaka.
Yine başa dönüyorum ve yıllarca en yakının olan kişinin neler hissedebileceğini hiç düşünmeden yoluna bakanları anlayamıyorum. En yakınken, bir anda iki yabancıya dönüşmeyi çok hüzünlü buluyorum ama hayat işte...
ÖZPİRİNÇCİ’NİN EVLİYA SABRI!
İyice duygusala bağladım, diyeceğim şey başka... Uzun yıllar birlikte olan Özge Özpirinçci ile Engin Altan Düzyatan ayrıldı ve Düzyatan kısa zaman sonra başkasıyla evlenmeye karar verdi biliyorsunuz.
Ve Özge Özpirinçci kafasını evinden dışarı uzattığı her an magazinciler ona bu konuyla ilgili sorular soruyor, huzurla nefes aldırmıyorlar.
En son ‘kına gecesi’ sorularıyla bunaltmışlar onu.
Hani konu hiç umurunda olmasa bile, sürekli eski sevgilisinin hayatıyla ilgili sorular sorulması ve bu şekilde magazine haber yapılması fazlasıyla sinir bozucu. Bunun empatiden uzak olmasını geçtim, ciddi şekilde ayıp ve psikolojik bir taciz olduğunu düşünüyorum.
Vallahi ben onun yerinde olsaydım, bu sonu gelmeyen sorular karşısında şimdiye kadar çoktan nevrim dönmüş ve ağzıma geleni söylemiştim. Özge Özpirinçci’nin evliya sabrına ve istifini hiç bozmayan sağlam duruşuna helal olsun!
HAYVAN DERNEKLERiNDEN ŞiKAYET VAR!...
Bandırma ve Manyas Belediyeleri ile ilgili hayvan derneklerinden şikayet var. Bandırma’daki barınağa hayvan gönüllülerini sokmuyorlarmış.
Yani içeride olup bitenler tamamen görevlilerin insafına kalıyor ki, görevliler için de “Başkana şov yapıyorlar ama aslında çalıştıkları falan yok. Hayvanların çoğu uyuz olmuş ve sağlıklı olanlarla bir arada tutuluyorlar” deniyor.
Barınağın önüne gelen hayvanlar için su konmasına da “Başkan istemiyor” diyerek izin vermiyorlarmış. Sokak hayvanları susuzluktan çatlıyor bu sıcakta, günahtır ya, değil barınağın önüne herkes evinin önüne temiz su koymalı!
Manyas barınağının başında ise veteriner olmayan biri varmış.
Yardım olarak gelen mamaları sattığı söyleniyor. Zaten Manyas bu aralar hayvansever şikayetleri konusunda epey iddialı! Hayvanseverler, belediyelerin şikayetleri dikkate almasını ve barınaklarda yeniden yapılanmaya gitmesini bekliyor.
Peki acaba milletvekilleri kendi bölgelerindeki barınaklarla neden ilgilenmiyor? Galiba kafalarından kovayla su dökmekle meşguller!
Herkes her konuda işin şovunda ama HAYTAP gibi elini gerçekten taşın altına koyanlar çok az!