Merak etmeyin ben de Sabahattin Ali’nin 1943’te yazdığı ama bugün yazılmış ve şarkıcı Madonna’dan söz ediyormuş gibi yapılan geyikten bahsetmeyeceğim. Yeteri kadar yazıldı, çizildi ve söylenmesi gerekenler söylendi. Bence programın en trajikomik kısmı skandal sözler sarf edildikten sonra telaşla araya giren ve kitabın yazıldığı tarihi söyleyen Jess Molho’dan sonra ortaya saçılan şaşkınlık sahnesiydi.
Bu açıdan bakarsak...
Ama biraz insafa gelelim ve düşünelim; Türkiye’de her gün ekranlarda yapılan siyasi programlarda, haberlerde akla hayale gelmedik yanlışlar yapan... Bugün ile geçmiş arasındaki en bağlantısız olayları birbirine bağlayan, ‘söyledikleri tarihlerde henüz gerçekleşmemiş’ olayları gerçekleşmiş gibi anlatan bilgiç konuşmacılar yok mu?
Kendileri bile söylediklerinin ‘kabul edilemeyecek kadar anlamsız ve ilgisiz’ olduğunu bile bile sırf konuşmuş olmak ve ortama uymak için konuşan kaç kişiyi oturup ciddi ciddi dinlediğimizi ve hatta ‘inanmaya hazır’ olarak dinlediğimizi hatırlamıyor muyuz? Yapılan ekran tartışmalarında karşısındaki “Yalan söylüyorsunuz” diyerek bunu kanıtladığı halde yalanına inatla devam edenleri?
Reklam fiyatları...
Sanıyorum aynen AVM’lerde olduğu gibi birçok zengin ülkeden daha çok TV kanalına sahip olduğumuz için artık umursamaz haldeyiz.
Televizyon elbette siyaset, sağlık ve sosyal konular gibi magazin programları da yapacaktır ama sonuçta milyonların izlediği, görsel olduğu için ‘etki gücü’ diğer iletişim araçlarından çok daha fazla olan TV’deki programlarda söylenen her şey çok önemlidir.
Bir düşünelim; televizyon reklamlarının fiyatı kanalların izlenme oranlarına göre değişiyor ama genele baktığımızda bu rakamlar ‘saniyesi 4-5 bin TL’den, ‘30-40 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Neden acaba?
Çünkü sinema reklamları dahil hiçbir reklam TV’de yayınlananların etkisine sahip değil.
O nedenle, Batı ülkelerinde özellikle ‘eğlence veya moda için açılmış’ birkaç kanalda yapılan, ‘Kim Kardashian ve Ailesi’ benzeri programların ipe sapa gelmez geyikleri gibi konuşmalar ulusal kanal programlarında olmamalıdır. Ama bizde her şey oluyor.
Ya bunları değiştireceğiz ya da siyasetle ilgili konuşmalarda bile yapılan kasıtlı yanlışlara susuyorsak ‘Kürk Mantolu Madonna’ ile şarkıcı Madonna bağlantısına da rastlayabileceğimizi kabullenmeliyiz. Belki bu büyük hatadan bundan sonrası için ders alınabilir, onu umalım.
ZUHAL TOPAL’IN MESAJI
Geçenlerde Zuhal Topal’ın bir röportajında söyledikleri dikkatimi çekti.
Evlilik programı sunan Topal, şöyle diyordu: “Ezilen, şiddet gören kadınlarımıza sesleniyorum. Artık sesinizi çıkarın, sessiz kalmayın. Belediyelere karakollara gidin, şikayet edin. Daha olmazsa beni arayın.” Aynı röportajın başlığı “Çocuk gelinlere, kadına, hayvana ve doğaya şiddete karşıyım”dı.
İşte size birkaç cümlede tüm toplumu etkileyecek olumlu mesajlar. Bizim ülkemiz gibi ‘çocuğundan kadınına, doğasından hayvanına’ tehlikeler içinde bulunan toplumlarda bu sorumlu davranışlar çok önemlidir.
Bakmayın siz “magazin ve eğlence programlarında olmaz” diyenlere. Ekranın her programı, her dakikası eğlencenin yanında bal gibi böyle de kullanılabilir.