Televizyonla ilişkim ‘olursa olur, olmazsa da olur’ tadında yürüdüğünden; tamirci çağırıp iki dakikada sorunu halletmek yerine, televizyonumu hiç açmadan epey uzun bir zaman geçirdim!
Daha birkaç gün oldu izlemeye başlayalı... Tutkunu olduğum ‘O Hayat Benim’ dizisi haricinde beni koltuğa mıhlayan tek program ‘Bu Tarz Benim’ oldu.
Şimdi; başladığı günden beri yüksek reytingi, yarışmacılar arasındaki kavgaları ve renkli jüri üyeleriyle büyük başarı kazanan yarışmayla ilgili; olaya geç dahil olan Hayalet’in görüşleri geliyor!
Format tam Türk izleyicisinin seveceği şekilde; içinde şov, eğlence, hüzün, dostluk, kavga ne ararsanız var.
Yarışmacılar arasında her telden insan mevcut, birçok farklı ‘gerçek karakter’e şahit oluyoruz...
Jüri üyeleri ve Öykü Serter sayesinde ‘kalite ve seviye’, ekrandaki birçok programın aksine hiç düşmüyor. Üstelik modaya ve stile dair ‘neyi neyle kombinlemek lazımdan, çanta nasıl tutulur’a kadar birçok şey öğreniyoruz izlerken...
YARIŞMADAN NOTLAR
Nur Yerlitaş: Allah’ım o nasıl bir tatlılıktır öyle! Keyfi gelince bir anda söylemeye başladığı şarkılarla, kuş kaldırmalarıyla, kendiyle bile dalga geçmeleriyle, içi dışı bir haliyle, renklerle dolu karakteriyle Nurella’ya bayılmamak imkansız.
İvana Sert: Güzelliğini, giyim kuşamını, asil duruşunu çok beğenmenin yanında bir de kocaman “Helal olsun” diyorum ona! Bazıları gibi giyinip sadece o davet, bu davet gezerek şov yapmak yerine kendini geliştirerek, Türkler’in arasından sıyrılıp çok başarılı bir noktaya geldi.
O bozuk Türkçesi de ayrı bir sempatik geliyor.
Kemal Doğulu: Her yanından ayrı bir yetenek fışkıran, elini attığı her işin en iyisini yapan çok özel yaratılmış bir adam... Yaptığı işlere olan hayranlığım çok eskilere dayanır. Doğulu ‘Bu Tarz Benim’e cuk oturmuş, normal hayatında olduğu gibi ekranda da lafı dolandırmadan düşündüklerini çat çat söylüyor.
Bu arada hazır bahsederken, “Kemal Doğulu’nun dudakları dolgu” diye yazmış Öncel Öziçer. Hayır değil, o efsane.
Dudaklar yüzde yüz gerçek, belirtmiş olayım!
Uğurkan Erez: Keşke o da her gün jüri koltuğunda otursa... Az görüyoruz ama sevgi dolu, tatlı dilli haliyle Erez programa ayrı bir renk katıyor.
Öykü Serter: Sunucu denince aklıma gelen ilk isim...
Sürüsüne bereket cahil ve iki lafı yanyana koyamayan sunucu bozuntusunun aksine; birikimiyle, zekasıyla, sunumuyla her zaman farklı ve özel. Ama bizde ‘başarılı olana değil, bir şekilde popüler ve medyatik olana’ kıymet verildiğinden uzun zamandır ekranda göremiyorduk onu.
Geçen yazımda Demet Evgar’ın ‘Yetenek Sizsiniz’de yarattığı gerginlikten bahsetmiştim. Orada çok doğru bir cümle söylemişti: “Başarı alkışla, çoğunlukla doğru orantılı değildir.” Bu söze aynen katılıyorum, Öykü Serter de çok hakkı olmasına rağmen skandallarla, türlü saçmalıklarla öne çıkanlardan olmadığı için çok rağbet görmüyor! Oysa sunucu dedin mi üstüne yok, başarısı tartışılmaz...
Yarışmacılar: Memlekette kavgacının, rezillik çıkaranın, polemik yaratanın nasıl bir anda öne çıktığının özeti gibiler!
Özlem bir facia ama işte bu haliyle programa katkısı olduğu da kesin. Ayşegül’ün fevri halleri ve ses tonu kulak, beyin ne varsa tırmalıyor! Nur arkadaş, gördüğü ilgiden çabuk uçmuş, dikkat düşmesin!
Favorim Ezgi... Hem tarzını, hem ağırbaşlı tavrını çok beğeniyorum. Bana ve kardeşim Kuki’ye göre yarışmanın yıldızları; Ezgi ve ikizler...