EGO HAVAN ŞÖHRET YALAN!
Milliyet Cadde sayfalarında sizlerle buluştuğum yıllar boyunca, yaptığım diğer işlerden bahsetmemeyi tercih etmişimdir... Bu sefer bir istisna yapıyorum çünkü beni çok heyecanlandıran ‘Ego Havan Şöhret Yalan’ oyununu sizinle paylaşmadan duramayacağım! Kendini starlık havasına fazla kaptıranların yaşadıkları ego savaşlarını ve tirajikomik hallerini sahneye taşıyan müzikli komedi oyunu, dışarıdan bakınca çok renkli görünen hayatların içinde yaşananları anlatıyor.
Oyunun yazarı Faruk K ile yönetmeni Tuna Arman çok emek verdikleri bu projede beni de görmek istediklerini söylediklerinde yaşadığım mutluluktan ayaklarım yerden kesildi! Yepyeni bir dünyanın kapısını açtılar bana, heyecanım ve hevesim tarifsiz! Hemen provalara başladık, ilk etapta ellerime ayaklarıma titreme geldi tabii. Zira Tuna Arman gibi değerli bir tiyatro sanatçısının karşısında heyecanlanmamam mümkün değil! Sağolsun o kadar yüreklendiren bir hoca ki, kısa zamanda rahatlayıp, kendimi rolüme kaptırıverdim! Biz çalışırken gülmekten gözümüzden yaşlar geldiği için, izleyenlerin de çok eğleneceğini hissediyorum.
‘Ego Havan Şöhret Yalan’la ilk kez 25 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde tiyatroseverlerin karşısına çıkacağız. Faruk K, Tuna Arman, Oya İnci, Vural Buldu, Kalust Şalcıoğlu, Sezer Soykök, Didem Sökmen, Rüzgar Erkoçlar ve ben; gündemin ve günlük hayatın stresinden uzaklaşıp, gülmek ve eğlenmek isteyen herkesi bekleriz dostlar...
KEYİF VE LEZZET BİR ARADA...
Bu aralar hazır yüzbininci kez diyeti bozmuşken, yeni lezzet deneyimleri peşindeyim! Bir dakika boş vakti olmayacak şekilde çalıştığı için uzun zamandır yüzünü göremediğim can dostum Kemal Doğulu’yla birlikte epeydir merak ettiğimiz Kuruçeşme’deki ‘Toi İstanbul’a gittik geçenlerde... Birimiz Mersinli, birimiz Adanalı’yız diye dünya lezzetlerinden mahrum kalıp, sürekli yöresel takılmanın alemi yok değil mi?
Yemeklerine geçmeden önce dekorasyonu ve hoş ortamıyla, herkesle tek tek ilgilenen deneyimli işletmeci Didem Özgen’in güleryüzüyle en baştan etkiledi beni mekan. DJ Mehmet Karaca’nın müzikleri çok keyifli... Toi İstanbul’un kurucusu ve şefi İsmet Saz ile ekibinin hummalı şekilde çalıştığı açık mutfak da ortama apayrı bir hava katmış... Salı akşamları genelde durgun geçer ama burada bir tek boş masa yoktu.
Zengin menüden tattığımız yemeklerin hangi birinin lezzetinden bahsedeyim, bilemiyorum! Mavi yengeç mürekkepli köfteden Ege ahtapot salatasına, şefin kendi yorumuyla hazırlanan Osmanlı mantısından yufkaya sarılı ördek konfite, mekanın özel kokteyllerine kadar birbirinden farklı ve yepyeni tatla benim gözler döndü tabii! Geçirdiğimiz keyifli akşamın sonunda “İyi ki gelmişiz” dedik.