Dünyanın en kötü hissi çaresizlik... Sizce de öyle değil mi? Hani annelerin sıkça kullandığı “Anne olunca anlarsın” lafı vardır ya, benim son birkaç gündür ne hissettiğimi de ancak hayvan sahibi olanlar anlar. Birlikte yaşadığı kedi ya da köpeğe büyük sevgi besleyenler, onları birer birey olarak görenler... Çünkü bazıları da var ki hayvan sevmeyi anlıyor da, başlarına bir şey geldiğindeki üzüntümüzü ve endişemizi abartılı buluyor, “Hayvan neticede, çok da şey etmemek lazım” kafasında bakıyorlar olaya!
Kedim Leo’yu, bir sene önce arabayla Reşitpaşa’dan geçerken yolun tam ortasında, maalesef ezilmiş olan kardeşinin başında bulduğum anı hiç unutamam. Avuç içi kadardı ve en savunmasız haliyle, arabaların sanki o bebecikler görünmezmiş gibi üstlerinden geçip gittiği yolda, öylece duruyordu. Korkmuş haliyle onu yakalamak saatlerimi almıştı, annemin doğum günü yemeğini kaçırmıştım. Uzun zaman tedavi gördü veteriner kliniğinde, “Hastalığı var ve çok güçsüz, yaşamaz” dendi. Günlerce, haftalarca süren çabayla, bakımla, sevgiyle yaşadı benim oğluşum... Büyüdü, çok da yakışıklı bir kedi oldu Leo!
Koyun koyuna uyuruz geceleri, bazen göz göze dakikalarca bakarız, birkaç gün bir yere gidip döndüğümde küser, ‘Neredeydin?’ diyen gözleriyle... Öyle saf ve gerçek bir sevgi ki verdikleri, kesinlikle birçok insanın sevgisinden çok daha güçlü. Ve o kadar akıllılar ki ah konuşabilseler, kimbilir neler söylerlerdi.
Yaramaz Leo bacağını kırdı geçtiğimiz gün. “Ameliyat olması lazım” dendi. Ama o ameliyat bir türlü yapılamadı, hâlâ bekliyoruz. Ameliyat günü için veteriner peşinde koşturuyoruz. Ağrı kesici iğnelerle, bacağındaki rahatsız sargıyla, zaman zaman ağlayan Leo’ya baktıkça içim parçalanıyor. Çaresizlik... Sevgi göstermekten, sakinleştirmeye çalışmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.
“Mal değil, can” demek bu kadar mı zor?
Aynı çaresizlik hissinin eşlik ettiği isyanı da hayvanlara işkence edildiğini her gördüğümde yaşıyorum. İnsanlıktan çıkmış canavarlar, bu masumların canını yakarak tatmin ediyor şeytani ruhlarını ve kimi hiç ceza almıyor, kimine de 300-500 TL ceza kesiliyor. O da neden? Mala zarar vermekten! Mal kadar, çul çaput eşya parçaları kadar değeri olmayan hayvanlar değil halbuki, onlara işkence eden mahluklar! Parayla değil, hapisle cezalandırılmalılar. Hatta bana sorsanız, yaptıkları işkencenin aynısını onlara uygulamak için bir dakika düşünmem!
Sosyal medya çalkalanıyor, kampanyalar yapılıyor, hayvanları mal değil, can olarak kabul edecek ‘Hayvan Hakları Yasası’nın kabul edilmesi için bas bas bağırıyor herkes... Peki ne zaman kabul edilecek? Peki neden bütün bu yükselen çığlıklara rağmen bekledikçe bekliyorlar? Gerçi insan canına kast edenler doğru dürüst cezalandırılmazken, hayvanlar adına boşa mı kürek çekiyoruz? Dedim ya, dünyanın en kötü hissi çaresizlik...