Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Barış Manço’nun kurduğu Manço Prodüksiyon, artık sanatçının iki oğluna emanet. Doğukan Manço işin başında, Batıkan da abisiyle birlikte çalışıyor. Prodüksiyon işlerinin yanında bakın neler yapıyorlar?

Moda’nın özlediğim mahalle hayatını yaşatan sevimli bir sokağındaki dört katlı binanın önünde durdum. “Acaba doğru mu geldim?” diye düşünürken Doğukan Manço “Yukarı bak” diye seslendi. Kafamı kaldırınca resmen hayal görüyorum sandım! Sanki aşağı bakan Barış Manço’ydu. Hepimizin hayatlarında izi olan ve hiç unutmadığımız Barış Manço... Doğukan, her geçen gün babasına daha da çok benziyor.

Haberin Devamı

DJ eğitimi de veriliyor

DOĞUKAN MANÇO BABASININ KOLTUĞUNDA

Barış Manço’nun 1971’de ‘Manço Prodüksiyon’ adıyla ilk şirketini kurduğu bu sevimli binada şimdi işler Doğukan’ın yönetiminde yeniden başladı, Batıkan da abisiyle birlikte çalışıyor. Burada birçok iş bir arada yürütülüyor. Müzik prodüksiyonu ve video aktarma (eski bantları dijitale çevirme), arşivlemenin yanı sıra, Atv spikeri Hilal Ergenekon spikerlik-sunuculuk dersi veriyor, benim en çok ilgimi çekense verilen DJ’lik eğitimi oldu.
Hakan ve Semih’ten kurulu ‘İstanbul Disco Mafia’ profesyonel DJ’ler yetiştiriyor. Eğer ilginiz varsa burada 1-2 ay içinde remiks ve elektronik müzik yapmayı öğrenebilir, her yerde başarıyla çalabilecek bir DJ olabilirsiniz. Şirket reklam ve dizi müziklerinin yanı sıra birçok şarkıcıya da remiks yapıyor. Yani burada alacağınız eğitimden sonra sizin de sevdiğiniz sanatçılarla çalışma şansınız var.

Bu yaza damgasını vuracak
Barış Manço ’nun çalışma odasında şimdilerde oğlu Doğukan çalışıyor, bu sahneyi görünce gözlerim doldu. Bütün bu yoğunluğun içinde Doğukan, DJ performanslarına da devam ediyor. Onu bu cumartesi Şaşkınbakkal Hayal Kahvesi’nde dinleyebilirsiniz. Bu yaza bomba bir projeyle gireceğini de şimdiden söyleyeyim. Detay vermeme izin yok ama ben dinledim ve bayıldım. Bu yaz her yerde bu şarkıyı duyacağınıza kalıbımı basarım!

TÜRK ERKEĞi BU MU YANi?

Kadınla erkeğin birbirinden çok farklı hissettiğini ve yaşadığını savunan düşünceler bana hep ters gelmiştir. Batı ülkelerinde erkeklerin daha duygusal olabildiğini biliyoruz ama bizim erkeklerin kafasının ve duygularının kadınlardan çok başka olduğunu da kabullenmek istemem; yani istemezdim! Geçen cuma vizyona giren ‘Aşk Yemini’ filmine gidene kadar!

Haberin Devamı

Dünyada ne aşklar var
Channing Tatum (böyle bir yakışıklılık olamaz!) ve Rachel McAdams’ın oynadığı filmde büyük bir aşkla evlenen çift trafik kazası geçiriyor, komaya giren karısının bir an olsun başından ayrılmayan genç adam için asıl şok, karısı uyandığında yaşanıyor. Yakın geçmişini hatırlamayan kadın, kocasına bir yabancıymış gibi davranıyor. Ve adam onu kendine tekrar aşık edebilmek için büyük bir mücadeleye başlıyor. Adamın sabrını, çabasını ve sevdiği kadına olan bağlılığını gördükçe ben yine “Niye bu adamlardan gerçek hayatta yok” başlıklı isyan moduma girmiştim ama filmin konusu ‘gerçek bir hikayeden’ alıntı çıktı!
Öyle duygusal, acıklı ve üstelik gerçek bir aşk hikayesi izliyorsunuz ki bundan etkilenmeyen bir insan evladı olamaz, olmamalı! Oysa sağımda ve solumda oturan iki erkek arkadaşımın aynı anda of çekmeleri, “Bu ne saçmalık. Ben olsam iki gün uğraşır sonra tekmeyi basarım, başka kadın mı yok, duygusallık yeter hadi sevişsenize” şeklindeki söylenmeleri; beni bizim erkeklerin başka kafalarda yaşadıklarını kabul etmeye mecbur bıraktı ne yazık ki! Erkek dırdırı çekmek istemiyorsanız bu filme kız kıza gidin ama mutlaka gidin de görün, dünyada ne aşklar, ne erkekler var!