Milyonlarca kişiyi ekrana kilitleyen dizi yapımlarında ‘olmaması gerekenler’ artık dayanma sınırlarını aştı! İşte birkaç örnek
* Oyuncuların dizilerdeki ‘İngilizce performansları’ (!) insanı dumura uğratıyor! Tamam ana dilimiz değil ve kimse Haluk Bilginer kadar mükemmel konuşmak zorunda da değil ama bu kadar da kötü olmaz; kağıttan okuyup ezberlemiş gibi konuşulmaz yahu. Hiç değilse ‘yabancı rolündekileri’ İngilizce konuşabilenlerden seçseler ya da dublajda bir yabancıyı konuştursalar! Amerikalı rolündeki birinin İngilizce konuşamaması çok komik oluyor.
* Cezaevlerini rahat ve ‘bir elim yağda bir elim balda’ gibi gösteriyorlar. Masa başında kağıt oyunları oynanıyor, çaylar geliyor, kahveler gidiyor, cep telefonu bile eksik değil. Zaten afla çıkmış olanlar “Cezaevinde rahattık, çıktık kötü oldu” diyor, bir de ekran reklamı yapmak olacak iş mi?
* En çok izlenen diziler ‘birbirine benzer sahneler’ yapmaktan, birbirlerinden araklamaktan hiç çekinmiyor. Tecavüz sahneleri, düğünlerde evlenen kişilerin vurulması, intihar gibi görüntüler artık birer ‘olmazsa olmaz’ haline geldi.
* Diziyi uzatmak ve ekmeğini daha uzun süre yiyebilmek için ‘sakız gibi sündürülen sahneler’, kimseye zevk vermez oldu.
Biz de Fatmagül Pastası mı yapsak?
Örneğin geçen bölümlerden birinde Fatmagül’ün yaptığı pastayı, yemek programı izler gibi, baştan sona kare kare izledik. Öyle ki bir süre sonra birbirimize bakıp “Tarifi öğrendik, kalkıp biz de yapsak mı?” dedik!
Uzadıkça tadı kaçan ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisi önümüzdeki sezon da devam edecekmiş. (Öyle bir insanı bayar ki!!) Adını ‘Öyle Bir Geçmez Zaman Ki’ diye değiştirseler bari!
ANGELINA JOLIE ÖLÜRSE
Bush ve Obama bir barda oturuyormuş. Yanlarına bir adam yaklaşmış ve “Beyler ne yapıyorsunuz?” diye sormuş. Bush; “3’üncü Dünya Savaşı’nı planlıyoruz” demiş. Adam “Gerçekten mi? Peki savaş için planınız nedir?” demiş.
Bush cevap vermiş: “140 milyon müslümanı ve Angelina Jolie’yi öldürmek!” Adam, “Angelina Jolie mi? Neden Angelina Jolie’yi öldürmek istiyorsunuz?” deyince Bush, Obama’ya dönerek, “Sana 140 milyon müslüman kimsenin umurunda olmaz demedim mi?” demiş.
Bu fıkraya o kadar güldüm ki sizinle paylaşmasam olmazdı. Burada ABD başkanlarına atılan bir taş var elbette ama esas final magazin figürlerinin nasıl da ‘en önemli olayların bile önüne geçtiğini’ çok iyi özetliyor. İşte hepimiz bu noktaya geldik ne yazık ki; ünlülerin hayatları, ne yapıp ne ettikleri en ‘hayati konuları’ sollamış durumda!
ÖDÜLLER NiYE HEP POPÜLER iSiMLERE GiDiYOR?
Hazır dizilerden konuşuyorken ‘ödül’ konusunu es geçemeyiz. Her yıl yapılan birçok ödül organizasyonunda kazananlar hep dizilerin başrollerini üstlenen, diğerlerine göre daha popüler olan oyuncular...
Meral Çetinkaya ve Renan Bilek
Oysa ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisinde babaanne rolündeki Meral Çetinkaya’nın o muhteşem performansıyla şimdiye kadar birçok ödül almış olması gerekirdi. Yoksa oyun gücünden dolayı onu gerçekten ‘babaanne’ sanıyor ve bu yüzden mi ödül vermiyorlar?
Aynı şekilde Soner’in yardımcısı Süleyman’ı oynayan Renan Bilek. ‘Öyle bir başarılı ki’, Süleyman’lı sahneleri izlemeye doyamıyoruz. Ödül almak bu değerli oyuncuların da hakkı, diğerleri kadar popüler ve magazinel olmamak cezaları olmamalı.