Erkan Petekkaya’yla Hatice Şendil, gerçekten zor bir işin altına girdi. Kadir İnanır ve Türkan Şoray’lı ‘Dilâ Hanım’ın dizi versiyonunda oynuyorlar. Bakalım bu imkansız aşkın yeni kahramanları, bizi eskisi gibi etkilemeyi başaracak mı?
Aylardır beklenen ‘Dilâ Hanım’ dizisi, 14 Eylül’de dizikoliklerle buluşacak. 1978’de çekilen film versiyonundaki unutulmaz ‘zeybek’ sahnesinin yeni hali de fragman olarak ekranda dönmeye başladı.
Kadir İnanır ve Türkan Şoray’lı aynı sahneyi bilenler karşılaştırıyor tabii... Kadir İnanır, zeybek oynarken her hareketi, her bakışı ayrı bir karizmatik, yakışıklılığından bahsetmeye gerek bile yok; izlerken insanın nutku tutuluyor.
Türkan Sultan’a gelince; her bir bakışında ayrı bir anlam var, resmen gözleriyle konuşuyor ve anlatıyor duygularını... Güzellik deseniz, onun gibisi bir daha gelmez. Her ikisi de konuşmadan sadece bakarak birbirlerine olan aşklarını ve o aşkın imkansızlığını hissettiriyor izleyene. Boşuna Türkan Şoray ve Kadir İnanır olunmuyor, onlar yeri doldurulamayacak sanatçılar.
Dilâ Hanım’ın hikayesinde en sevdiğim noktaysa ‘kadınların peşinde sıraya dizildiği bir adamın’ bile gerçekten aşık olduğu zaman başka hiçbir kadınla mutlu olmadığını ve aklında tek bir kadını yaşattığını görmek. Hâlâ aşkın var olabileceğine inandırıyor beni...
‘İki efsane’nin rolünü oynamak
Sinemanın bu iki büyük efsanesinin olağanüstü bir şekilde hayat verdikleri Dilâ Hanım ve Karadağlı Rıza’yı yeniden canlandırmak büyük cesaret.
İnternette yorumlara bakınca filmin hayranlarının diziye tepkili olduklarını gördüm, “Dizi, efsane filmin tadını kaçıracak” diyorlar. Tabii peşin hükümlü olmamak lazım ama Erkan Petekkaya ve Hatice Şendil’in işi cidden zor ve riskli. Fragmanda aynı etkileyiciliği göremesem de diziyi merakla bekliyorum.
Bakalım bu imkansız aşkın yeni kahramanları, bizi eskisi gibi etkilemeyi başaracak mı?
TATiLCiLERE SESLENiYORUM!
Yaz aylarını tatil beldelerinde geçirenlerden bazıları, bu süre boyunca buldukları kedi-köpekleri sahiplenip; geri dönüş vakti gelince de tekrar sokağa salıyorlar. Buna kim bilir kaç kez şahit oldum. Eğer hayvan besleme keyfinden sıkıldığınızda o zavallıcıkları kimsesizliğe ve açlığa bırakacaksanız hiç almayın. Kendine güvenmeyen hayvan beslemesin arkadaşım!
Bazı insanlar para verip aldıkları cins hayvanları bile bir süre sonra sokağa atıyor. Bunun adı vicdansızlık! Karınlarını doyurmak ve sevgi görmekten başka bir şey istemeyen hayvanlara oyuncak muamelesi yapan herkes kendinden utanmalı!
Not: Yemek artıklarınızı çöpe atmak yerine sokak hayvanlarının önüne koysanız hiç değilse bir öğün karınlarını doyurmuş olursunuz. Hepsi aç ve yardıma muhtaç.
DİKKAT BURASI TEKSAS!
Hani bazı semtler vardır, tehlikeli tabir edilen... Bir de herkesin korkusuzca dolaştığı, “Buralarda sakat bir durum olmaz” dediği yerler var “idi”! Artık o da yok! Nişantaşı’nda tacize uğrayan turist kadının ardından, Şişli’de sokak ortasında bıçaklanarak öldürülen gencin haberini duyduk. Yani hepimiz için her an her yerde tacize uğrama veya cinayete kurban gitme tehlikesi var.
Huzur ve güven içinde yaşama alanımız daraldıkça, özgürlüğümüz de elden gidiyor. Katiller, tecavüzcüler elini kolunu sallayarak ortalıkta cirit atıyor, çoğu yakalanamıyor, yakalanan da kısa zamanda salıveriliyor. Teksas’tan beter hale geldik, Allah’a emanet yaşıyoruz!