Altı yıl önce Milliyet Cadde’de yazdığım ‘Dejenerasyon Had Safhada!’ başlıklı ilk yazımı hatırlıyorum da... İstanbul’da bir ilişkiyi korumanın ve sürdürebilmenin ne kadar zor olduğundan, insan karakterindeki bozulmanın nerelere vardığından ve bunun topluma ne kadar zarar verdiğinden bahsetmiştim. Yıllar içinde de bu konularda defalarca yazdım. Toplum polisi değilim, ben de genç bir insanım ama değerlerimizi koruma konusunda, dürüstlükte, saygıda, ilişkilerde iyice dibe vurduk, daha ne kadar zorlayacağız?
Kaan Tangöze’nin yasak ilişki yaşadığı kadının yaptığı açıklamaları okuyunca bir anda beynimde çaktı ilk yazımın başlığı... Bugünkü yazıya da cuk otururdu! Gözlerim yuvalarından fırladı kadının söylediklerini görünce: “Kaan’la ilişkimiz onlar evlenmeden önce başladı ve hep sürdü, biz zaten saklanmıyorduk, ortaya çıkması bizi etkilemedi, karısı bir ‘boşanacağım’ diyor bir vazgeçiyor bakalım” gibi akıllara zarar ve ahlak yoksunu şeyler söylemiş.
Yani demek ki karşındaki adam evlenmek için seni değil başkasını istemişken, ortada bir aile ve iki çocuk varken hâlâ yanlış ötesi ilişkiyi; göğsünü gere gere tüm toplumun önünde açıklamakta, alenen doğrulamakta bir sakınca kalmadı günümüzde!
Asıl talihsizlik sensin!
Kaan Tangöze hem eşine, hem çocuklarına büyük haksızlık etmiş bugüne kadar, olayın ortaya çıkmasıyla kendisini takip eden, seven milyonlarca gence de berbat bir örnek oldu o ayrı... Şu anda ailesini kurtarmaya çalışır bir görüntü çiziyor.
Peki ya bu kadının utanıp köşesine çekilmek yerine ortalara dökülüp zırvalamasına kaç puan? Sen bunu yaparak bir aileye, iki küçük çocuğa zarar vermekle kalmıyorsun aynı zamanda herkese kötü örnek oluyorsun. Gençleri evlilikten, ciddi ilişkiden nefret ettirdi bu kafa, kimsede evlilik kurumuna güven, inanç kalmadı, ölçüsü yok mu bunun, daha nereye kadar gidecek?
Bir de diyor ki; Seçkin Piriler’in aldatma haberleri çıktıktan sonra kocasını öperek resim vermesi talihsizlikmiş. Asıl talihsizlik bir kadının kocasını öpmesi değil; senin gibi ölçüsüz, sınırsız, şöhret meraklısı tiplerin iyice artmış olması! Çekilin ünlü erkeklerin, ailelerin tepesinden!
LONDRA DA NASİBİNİ ALDI!
Kendimi bildim bileli bana en iyi gelen, en keyifli vakit geçirdiğim, en huzur bulduğum şehirdir Londra... Sadece sokaklarında yürümek bile büyük mutluluktur benim için...
Şimdi Londra’dayım ama bu kez o eski huzuru ve keyfi hissedemiyorum. Uçakta gelirken ‘Londra metrosunda saldırı’ haberini okudum ve her geldiğimde kullandığım metroya gitmiyor ayaklarım şu an mesela.
Bizdeki o terör endişesiyle tatsızlaşan ve ağırlaşan hava burada da var şimdi... Aynen diğer Avrupa ülkelerinin önemli şehirlerinde olduğu gibi... Terör giderek tüm dünyayı yaşanmaz hale getiriyor, hiçbir yerde güven ve huzurla nefes alamaz olduk maalesef.