Önümüzdeki ay İstanbul’u devasa bir müzik festivali bekliyor. Şimdiden paylaşıyorum ki, biletlerinizi alın ve bu çılgın eğlenceden mahrum kalmayın. Bugüne kadar New York, Los Angeles, Paris ve Sao Paulo gibi dünyanın önemli noktalarında, şehirlerin kültür ve müziğini harekete geçiren Red Bull Music, 26-30 Eylül’de bu kez İstanbul’u uçuracak! Beş günlük festivalde dört ayrı konsept, iki sergi ve film gösterimleriyle birlikte tam 60 sanatçı yer alacak.
İstanbul’da aşina olduğumuz yerlerin yanı sıra, ezber bozan mekanlarda da çok sayıda şova şahitlik edeceğiz. Cazdan hiphop’a, elektro- nikten rock’a kadar birçok tarzı bir arada bulacağımız festivalde beni en çok heyecanlandıran, kendi müzisyenlerimizi dünya yıldızlarıyla aynı sahnede izleyecek olmamız... Festival içeriğini görünce, yeminle takkem uçtu dostlar! Katiyen kaçmaz, benden söylemesi.
90’LARI ÖZLEYENLERİN İLACI ÇIKTI
90’lı yılların her şeyini özlemekteyim ama ‘En çok neyini?’ derseniz müziklerini... Yeşim Salkım’ın 1994’te çıkan ilk albümü bizler için o yılların en güzel müzik olaylarındandı. O albümde yer alan unutulmaz şarkılardan, sözleri Leyla Tuna, müziği Ercüment Vural gibi müzik dünyasının çok değerli iki ismine ait olan, ‘Senden Geçemem’, şimdi Hakan Eren’in yapımcılığında etkileyici bir düet olarak yeniden bizimle...
Yeşim Salkım ve Ercüment Vural’ın düeti, her dinlediğimde beni çok özlediğim zamanlara götürüyor. Hayatın da müziğin de hem çok duygusal, hem çok daha kaliteli olduğu günlere... Anlatmakla olmaz ancak dinleyip hissedenler anlar ne demek istediğimi. Emeklerine, gönüllerine ve şarkının anlattığı her kelimeyi dinleyene yaşatan yorumlarına sağlık...
ETİN DEĞİŞMEZ EFSANESİ: BEYTİ
Amerika’da yaşayan kardeşim Kuki, yaz tatili için Türkiye’ye gelmeden önce, “Uçaktan indiğim gibi Beyti’ye gidelim. Çok özledim, aşeriyorum” dedi. Yarım asırdır dünyanın her köşesinden siyasetin önemli isimlerini, kralları ve dünyaca ünlü yıldızları ağırlayan mekanın sahibi Beyti Güler, yüzündeki aydınlık ifadeyle misafirlerini karşılıyordu gittiğimizde.
1945’lerde başlayan hikayesinden günümüze kadar efsane haline gelen Beyti Bey, dinlenme yaşına gelmiş olsa da hâlâ işinin başından bir an olsun ayrılmıyor. Belki de başarısının sırrı bu, Allah uzun ömürler versin. Kapıdan girdiğimde, çocukluk günlerime döndüm. O zamanlar çok giderdik Beyti’ye. Hiçbir şey değişmemiş, tarih yaşıyor orada, bir et restoranından çok daha fazla anlamı var. Duvarlar geçmişten bugüne uzanan fotoğraflarla dolu, bakmalara doyamadım. Yemeklerin lezzetinden, servisin özeninden bahsetmeye gerek bile yok, her daim muazzam. Günümüzde birçok yeni et restoranı popüler oluyor ama Beyti’nin yeri hep ayrı ve çok özel.