Hülya Avşar, ulaştığı milyonlarca kişinin bilinçaltını etkileyen sözleri televizyon ekranından açıklıyor: “Erkek arada bir karısına çaktırmadan aldatmak zorundadır. Aldatması lazım ki o evlilik yürüsün, başka türlü yürümez.”
Program konuğu Mehmet Coşkundeniz, ‘en kıt akıllı’ kişinin bile anlayıp kabul edeceği şekilde tane tane mantıklı açıklamalar yapıyor; “İlişkide aşk, heyecan bitince irade, kontrol ve eşle kurulmuş olan hayatı kaybetme korkusu devreye girer. Bir başkasına asla dokunmadan ömür boyu ilişkisini sürdüren sadık erkekler vardır” diyor. ‘Sadakatsizliğin normal kabul edilemeyeceği’ konusunda dakikalarca dil döküyor.
Hanımefendinin ise inadı inat, katiyen kabul etmiyor ‘sadakatli evlilik’ fikrini! ‘Düzgün evlilik için erkeğin zina yapması şarttır’ı kanının son damlasına kadar savunurken, bir yandan da çok gülüyor, çok eğleniyor. Hali, tavrı ve söyledikleri o kadar rahatsız edici ki, dinlerken asabınızın bozulmamasına ihtimal yok!
“Ben daha da evlenmem, benim tuzum kuru” diyor sohbetin bir başka yerinde. Sonra erkeklere ‘resmen yol göstermeye’ başlıyor: “Erkek olsam çaktırmadan yaparım, yakalanırsam inkâr ederim, hediye, çiçek falan derken unutuluyor zaten!”
Oh ne güzel ya! Kendi tuzu kuru diye toplumun ahlakını, aile olmanın değerlerini yerle bir edecek fikirlerini döksün ortaya! Milyonlarca erkeğin bilinçaltına ‘ihanetin, sadakatsizliğin yol göstericiliğini’ yapsın!
Zinayı normalleştirsin, kadını aşağılasın, evlilik kurumunu ayaklar altına alsın! İhanetle sarsılan ilişki sayısı arşa ulaşsın!
Ahlaksızlık normalleştirilemez!
Gerçekten çok merak ediyorum, acaba bir gün kızı Zehra evlendiği zaman damadına da aynı öğütleri verecek mi? “Aldat oğlum, aldat ki bir yastıkta kocayın!” diyebilecek mi? Kızının ihanete uğradığını, kadınlık gururunun kırıldığını, hayatının bir anda tepetaklak olduğunu görse aynı şekilde gülerek ‘sadakatsizliği’ savunabilecek mi?
O damat çıkıp da “Ee kaynanacım erkeklere sen öğrettin zinanın mübah olduğunu, benim de senin fikirlerine saygım var, ondan yaptım” dese verecek cevabı olacak mı? Hadi diğer kadınların yaşayacakları azap umurunda değil, kız çocuğu olan bir anne olarak hangi akla hizmet bu açıklamaları yapıyor!
Dünyanın başka hiçbir yerinde sesi milyonlara ulaşan popüler figürlerden böyle açıklamalar duyamazsınız. Kendine, eşine ve aile kurumuna saygısı olan hiçbir insan evladından, bu açıklamalar karşısında çileden çıkmamasını bekleyemezsiniz. Dejenerasyonun zirvesindeysek, evlilikler devam edemiyor, kadınlar ihanetle sınanıp duruyorsa; erkeklerin yaptığı kabul edilemez yanlışları doğru gibi deklare eden bu tip söylemlerin etkisi çok büyük. Ahlaksızlığı normalleştirmeye kimsenin hakkı yok, Hülya Avşar’ın ‘kendinden bahsettirmek’ adına televizyona çıkıp milyonların beynini bulandırmaya hiç mi hiç hakkı yok!