Cem Yılmaz’ın; komşularının beslediği sokak kedilerinin kendi bahçesinde dolaşmasından rahatsız olduğu, bu nedenle tartışma yaşandığı ve resmi kurumlara şikayette bulunduğu haberi üzücüydü.
Çünkü söyledikleri ve yaptıklarıyla milyonlarca kişiye ulaşma gücüne sahip olan bir sanatçının, yardımımıza muhtaç sokak hayvanlarının varlığına itiraz etmesi çok sayıda kişinin de aynı yönde düşünmesine sebep olabilir. Hele de sokak hayvanlarından kurtulmak için resmi kurumlara, belediyelere şikayet etmek çoğu zaman o zavallıcıkların öldürülmesiyle sonuçlanıyor. Yılmaz’ın bu haberin yalan olduğunu açıklamasına bir hayvansever olarak çok memnun oldum.
Azıcık çabayla hayat kurtarın...
Özellikle kış ayları sokak canları için çok zor. Soğukta kalınca aynen bizim gibi üşütüp hastalanıyor, bir de üzerine belirli bir süre aç ve susuz kalırlarsa ölüyorlar. Ailece beslediğimiz sayısız sokak hayvanından biliyorum ki, bünyeleri son derece narin. Havalar giderek soğurken, onlardan şikayet etmek yerine (ki buna hakkımız yok, bu dünya sadece insanlara ait değil!) elimizin uzandığı hayvanları besleyebilir, kutulardan yuvalar hazırlayıp, korunmalarını ve yaşamalarını sağlayabiliriz. Bir canı kurtarmak bile çok kıymetli, bunun için de ufacık bir çaba yeterli.
BİR EVLİLİK, BİR BOŞANMA...
Kabus gibi başlayan yeni yılın ilk günlerinde Şükran Ovalı ve Caner Erkin’in düğün fotoğrafları içimi açtı. Görgüsüzlük timsali abartılı düğünlerden sonra, çiftin sade ve samimi bir nikah törenini tercih etmesi sempatimi daha da artırdı. Hâlâ böyle güçlü ve gerçek bir aşkın yaşanabileceğini gösterdikleri için onları seviyorum.
Birce Akalay ve Sarp Levendoğlu’nun boşanma haberi pek şaşırtmadı doğrusu. Ayrılmalarının asıl nedenini bilemeyiz tabii ama dışarıdan bakınca, Akalay’ın sabrı ve çabasıyla bu evliliğin devam ettiği hissine kapıldım hep. Sonunda zor da olsa dönüp gitmeyi, ömürlük hissetmiş olsak bile geride bırakmayı tercih etmemiz gerekiyor bazen. Bu arada ihanet iddialarına rağmen Birce Akalay’ın her zamanki ağırbaşlı ve suskun duruşu, evliliğinde yaşadıklarını ortalığa döküp, birbirine herkesin gözü önünde savaş açan ünlülere ders niteliğinde!
KALP ÇOK KIRILINCA...
Bu küçük hikaye, karşınızdakinin kalbini çok kırdığınızda, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı gerçeğini nasıl güzel özetlemiş:
- Bir tabak al ve yere fırlat, kırıldı mı?
- Evet, kırıldı.
- Şimdi tabaktan özür dile!
- Özür dilerim!
- Kırılmadan önceki haline geldi mi?
- Hayır!
- Artık beni anlıyor musun?