Şiddetin yaşı, gittikçe düşüyor. En son medyaya da yansıyan olay, şiddetseverlerin çekirdekten yetiştiğini gösteriyor
Daha ‘erkeğin kadına karşı şiddet’inin önüne geçememişken bir de ‘kadının kadına uyguladığı şiddet’ çıktı başımıza, iyi mi? Üstelik daha reşit bile değil bunu yapanlar! Liseli dört kızın mezarlıkta ‘erkek meselesi yüzünden’ düşman oldukları kıza yaptıkları işkenceden söz ediyorum. Ben ki, filmlerde bile dayak ve işkence görüntüsü seyretmeye dayanamam, mezarlıktaki dayak görüntülerini izlerken resmen sinirden saçımı başımı yolasım geldi.
İki tane (‘Genç kız’ dememe olanak yok) ‘canavar’, tekme tokat savunmasız kıza saldırıyorlar, saçlarından yerlerde sürükleyip başından aşağı bidonla su döküyorlar. Arada durup dinlenip vurmaya devam ediyorlar. En ufak bir merhamet duygusu yok! Bunlar yarın öbür gün nasıl anne olacak?!
Yaptıkları yetmemiş ki, bir de koluna faça attılar! Bu rezaleti daha sonra millete şov yapıp, “Bakın nasıl hakkından geldik” diye delikanlılık ayağı çekmek için kameraya kaydetmişler. Allah’ım sen dilime, klavyeme mukayyet ol!
Yetiştiremeyeceksen doğurma!
Peki bunları ana-babaları nasıl yetiştirmiş? Ailesi tarafından ‘adam gibi eğitim verilen’ hiçbir genç, böylesine yoldan çıkamaz. Doğurup sokağa salacaksanız hiç doğurmayın kardeşim! Şu gençliğin haline bak, cidden utanç verici!
Bu korkunç olaya tüm Türkiye tanık oldu. Dayakçılara ‘ibretlik bir ceza’ verilmezse (Gerçi ümidim yok ama) bu görüntülerin daha beterlerine de hazırlıklı olalım! İşlenen suçun yapanın yanına kâr kalmayacağını tüm ‘aile eğitimi almamış, şiddete eğilimli gençler’ görmeli ki, böyle bir şeye kalkışmaya bile cesaret edemesinler!
MÜZİĞİN İNCİSİ BARBAROS
Yıllar önce gittiğim bir yaz düğünü hatırlıyorum. Geç kaldığım için koştura koştura girişi bulmaya çalışırken şarkı söylemeye başlayan muhteşem sesi duyunca olduğum yerde çakılıp kalmıştım. Beni öyle bir etkisi altına aldı ki, kendime gelmem için yanımdaki arkadaşımın beni kolumdan çekiştirmesi gerekti. Sonra kalabalık bahçeye girdim ve merakla sahneye doğru gittim. Hani dinleyip etkilendiğiniz sesin sahibini görünce bazen hayal kırıklığı yaşarsınız ya; aman Allah’ım adam o kadar yakışıklı ve sempatik ki, sadece kulaklarınıza değil gözlerinizi de alamıyorsunuz!
İşte Barbaros’u ilk görüşüm böyle oldu... Sevilen Türkçe pop şarkılarından yabancı şarkılara, müzikallere kadar geniş bir repertuarı var ve iddia ediyorum onu sahnede bir kez dinleyenin bir daha vazgeçmesi söz konusu bile değil! Hele Notre Dame de Paris müzikalinin ünlü şarkısı ‘Belle’i bir söyler ki “Amann” diyorum.
Yıllardır başarılı sahne hayatını sürdüren Barbaros, önemli ve kaliteli organizasyonlarda tercih edilen sanatçıların başında geldi hep. Ve şimdi ikinci albümü ‘Hayırdır’la tekrar karşımızda..
Aykut Gürel, Febyo Taşel, Mustafa Ceceli ve Sıla gibi önemli müzisyenlerle çalıştığı albümün çıkış şarkısı ‘Yeter’de sevgilisini çok özleyen bir adamın hikayesini anlatıyor. Barbaros’u mutlaka dinlemelisiniz; bunca müzikal kirliliğin ortasında o bir ‘inci tanesi’!