Bugün; yılın en sevdiğim ve yarışmacı gençler gibi hevesle beklediğim ‘Fizy Liseler Arası Müzik Yarışması’nın büyük finali gerçekleşiyor. ‘Dünyanın En Başarılı Gençlik Organizasyonu’ ödülüne sahip olan Türkiye çapındaki yarışma 22’nci yılında da gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmeye, onları sanata teşvik etmeye devam ediyor. Ben de son bir kaç yıldır yarışmanın jüri üyesi olmaktan çok mutluyum, her seferinde hem Serhat Hacıpaşalıoğlu önderliğindeki End Productions tarafından hazırlanan organizasyonun kusursuzluğuna hayran kalıyor, hem de liseli gençlerin üstün yeteneklerini izledikçe gurur duyuyorum.
İşte bir yanda gençlerimize, ülkenin geleceği çocuklarımıza hayallerini yaşama imkanı sunan, kendilerini değerli hissettiren, cesaret veren böyle muhteşem işler yapılırken; diğer yanda çoluğa çocuğa yapılan cinsel taciz haberlerinin ardı arkası kesilmediği için güzel konulardan bahsedecek derman kalmıyor insanda. Küçükçekmece’de beş yaşındaki bebenin taciz yüzünden yoğun bakıma kaldırılması ne demek ya, bu nasıl gerçek olabilir? O minicik bedeni kaldırsa, ruhu nasıl kaldıracak bu travmayı? Üzerine yedi yaşında çocuğa bir başka taciz haberi, sonra Beyoğlu’ndan bir haber daha!.. Öte yanda metrobüste iğrenç şekilde tacize uğrayan kadın...
Topluca delirdik!
Artık topluca delirdik bu olanlar karşısında, millet sokaklara dökülüyor, çocuklara el uzatan sapık mahlukların en ağır şekilde cezalandırıldığını bir türlü göremediğimiz için herkes galeyana gelmiş halde... Sosyal medyada bir video izledim görmüşsünüzdür, adam bir çocuk tacizcisini yakalamış, ağzını burnunu kan içinde bırakmış, “Polis gelsin bir an önce de seni benden kurtarsın” diye haykırıyor. Kızmak imkansız o dayağı atana, “Şiddete karşıyız” lafı bendeki anlamını yitiriyor bu koşullarda! Cehennemin kesinlikle şu anda burada yaşandığına inanıyorum!
Önce hadım, sonra hapis!
Toplumun içini soğutacak cezalar bir türlü verilmediği için halkın tepkisi çığ gibi büyüyor, patlama noktasındayız. Sapık pislikler ağır cezalarla sindirilmedikçe devam edecekler. Üstelik bizdeki tacizci ruh hastaları yetmezmiş gibi son dönemde yurt dışından ithaller de döküldü ortalığa. Millet, “Çocuğumuzu parka bile gönderemiyoruz” diye isyan ediyor. Yeter artık yeter! Adalet yerini bulsun, çocuk ve kadınların güvenliği sağlansın!
Bu sapıklar ibret-i alem için hadım edilmeli, geberene kadar en korkunç şartlarda hapsedilmeli, “Allah canımı alsa da kurtulsam” diye her an inim inim inlemeli! Hatta yüzleri ve kimlikleri de saklanmamalı, afişe edilmeliler ki; “Beni linç ederler, hapisten çıksam da yaşayamam” diye de korkmalılar! Zira zerre kadar yaşama hakkı olmadığına inandığım bu leş mahluklar yüzünden sayısız çocuk ve kadın ya gerçekten ölüyor, ya da yaşarken!
Gallup Araştırma Şirketi’nin 2019 Küresel Memnuniyet Araştırması’nda Türkiye, ‘en az olumlu deneyim yaşayan ülkeler’ arasında sondan dördüncü çıkmış! Milletçe ‘olumlu, mutlu, umutlu, huzurlu, güvenli’ kelimelerini sadece sözlükte görüp, pratikte kullanamadığımız için araştırma sonucuna şaşırdık mı? Hayır. Bizden sonra ise Yemen, Belarus ve Afganistan var. Müthiş!