Spontane gelişen buluşmalar, hep daha keyifli ve eğlenceli olur. Geçen gün yorgunluktan bitap düşmüş bir vaziyette yatarken kankuşum Zeynep, “Hadi sahile gidelim, hava çok güzel” diye aradı. Dört arkadaş buluştuk, kendimizi Caddebostan’a saldık
Anadolu yakası Avrupa tarafından kesinlikle çok daha ‘yaşanılası’ bir yer. Özellikle Caddebostan civarında gezerken kendimi tatilde hissediyorum, sayfiye yeri gibi. Ve sanki bu tarafın insanları hayatın tadını çıkarmayı, güzel yaşamayı daha iyi biliyorlar. 1-2 telefonla arkadaşlar toplanıyor, herkes birbirine yakın oturuyor, o çok özlediğim mahalle hayatı bu yakada hâlâ yaşatılıyor.
Mano Burger süper
Bilmediğim yerde yemek yemekten pek hoşlanmasam da beni inatla Mano Burger’e götürdüler. Aman Allah’ım o nasıl güzel bir hamburgerdir, fındık kadar midemi Mano Burger ve baharatlı patates kızartmasıyla öyle bir doldurdum ki mide fesadı geçirecektim. Yolunuz Caddebostan’a veya Asmalımescit’e düşerse mutlaka deneyin.
Yemek sonrası içeceklerimizi aldık, sahile indik. Caddebostan sahili güzel havalarda cıvıl cıvıl. Bisiklete binenler, paten kayanlar, spor yapanlar, köpeğini gezdirenler, uçurtma uçuranlar... Herkes kendi kafasında keyif yapıyor. Biz ise çimlere serilenler takımındaydık! Açtık kocaman bir örtü, serildik üzerine. Saatlerce güldük eğlendik...
Milletin kasım kasım kasıldığı, geleni geçeni süzdüğü, birbirine askıntı olduğu piyasa tabir edilen kafe-barlara takılmak yerine böyle rahat bir ortamda yapılan arkadaş muhabbetini bin kere tercih ederim. Çok daha samimi ve huzurlu... Giy eşofmanını, at kendini çimlere, denize karşı keyif yap, sohbet et... Havalar soğumadan bir tatil gününüzü Caddebostan’a ayırırsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Beppe Pizzeria film tadında
Akşam karınlar yine acıkınca bu kez Moda‘daki Beppe Pizzeria‘ya gittik. Burası dünya tatlısı bir ailenin işlettiği ve garsonu olmayan minicik bir İtalyan restoranı. Her şeyi kendileri hazırlayıp, kendileri servis ediyor; hani filmlerde ufak, sevimli aile restoranları olur ya, aynen öyle bir yer; o kadar sevdik ki kapanana kadar oturduk.
Patates salatasından pizzasına kadar bütün yemekler anne ve büyükannelerimizin yaptığı ev yemeği lezzetinde. Zaten işletmeci aile sayesinde kendinizi de evinizde hissediyorsunuz. Benim gibi kasıntı mekanlardan sıkılanlar Beppeye bayılacak.
ANAHTARI KOY, KOCANI GÖR!
Dün ailecek taşındığımız yeni evimizde ilk gecemdi. “İlk gece evin anahtarını yastığın altına koyup uyursan rüyanda evleneceğin kişiyi görürsün” diyen batıl(!) bir arkadaş tavsiyesi üzerine “Bu saçmalıklara inanmam ama saçmalık yapmadan da durmam” kafasındaki Hayalet‘iniz anahtarı yastığın altına koyup büyük bir heyecanla uyudu.
Ben geceleri bir rüyalar görürüm, en heyecanlı filmler bile yanında halt etmiş kalır söylemesi ayıp! İlk defa rüya görmedim, gördüysem de hatırlamıyorum anasını satayım! Evlenmeye bayılıyorum sanmayın ama insan merak ediyor yahu!
Kardeşim Kuki’nin durum tespitiyse acımasız oldu! “Demek ki evlenemeyeceksin, ömür boyu bu evde kalacağına göre odanı iyi döşe” dedi! Bekleyip göreceğiz...