Uzak durulması gereken çok sayıda insan tipi var aslında ama beni en çok aşağıda sıraladıklarım rahatsız ediyor. Siz ne dersiniz?
- Başkasının mutsuzluğuyla mutlu, mutluluğuyla mutsuz olanlar:
Çok karşılaştığımız bir insan tipi maalesef... Zannedersem kendi hayatlarında pek bir cacık olmadığından; onları arkadaş sananların bile problemleri, sıkıntıları bu tip için büyük bir keyif kaynağı. Dost görünümlü düşman kadar da tehlikelisi yoktur hani.
- Hırs ve nefret küpleri: Bu arkadaşlar için hayat oldukça yorucu olmalı. Kafaları her zaman hırslandıkları, nefret ettikleri şeylerle, intikam planlarıyla dolu; çoğu zaman bu duygularının sebebi bile yok! Başkalarına zarar vermek isterken de olumsuzluk dolu ruh halleri en çok kendilerine zarar veriyor aslında.
- Dedikodunun suyunu çıkaranlar: Yemez içmez milleti çekiştirirler; dünyanın en mükemmel insanı bile yaranamaz onlara. Hadi dedikoduyla kalsalar bir derece. Hayal güçleri de pek kuvvetli olur; bire on katar, olmayan şeyleri uydurur, insanları harcamaktan hiç çekinmezler.
-Hayatı gösteriş üzerine kurulular: Aman efendim kendilerini öve öve bitiremez; gösteriş yapmadan huzur bulamazlar! Bunların biraz yakınına sokulunca da görürsün ki; aslında hayatlarındaki hiç bir şey yansıttıkları gibi ‘muhteşem’ değil! Sanırım kendi yarattıkları bu illüzyon onları ayakta tutuyor!
ROTALAR HIZLI DEĞiŞiYOR!
Özge Özpirinçci’yle Engin Altan Düzyatan evlenmeleri beklenirken ayrıldı malum. Kafalarda o kadar bütünleşmiş bir ikililerdi ki; ben illa ki barışırlar sanıyordum. Bana ne oluyorsa!
Uzun bir ilişkiden sonrası genelde kadın tarafı için daha zor geçiyor. Erkekler kaldıkları yerden devam etmekte daha başarılı. Nitekim henüz birkaç ay oldu; Engin Altan, ‘yeni aşk’ haberleriyle ortaya çıktı.
Yıllarca hayatı paylaştığı kadını geride bırakırken, onun ne hissedeceğini de biraz düşünse erkekler keşke.
Ben anlamıyorum zaten bu kadar uzun bir sevgi yaşadıktan sonra hemen başkasına konsantre olabilenleri.
Gerçi millet daha boşanmadan ortaya başkalarıyla çıkmaktan çekinmez oldu artık; hal böyleyken bu konuda gerçek olamayacak kadar ince düşünüyorum korkarım!
NiŞANTAŞI SÜSLÜ KALSA
Her sene yeni yıl zamanı, Nişantaşı’nın süslenmiş halini görmek üzere mutlaka uğrarım. Her sene ayrı bir sürpriz yaşatır. İstanbul’da yeni yıl coşkusunu bana en çok hissettiren semt her zaman Nişantaşı olmuştur.
Bu yıl Abdi İpekçi Caddesi’nin bir ucundan öbürüne uzanan bembeyaz ışıklı koridora tam anlamıyla aşık oldum!
‘2014 Sevgi ve Hoşgörü Semti Nişantaşı’ konseptiyle hazırlanan ‘Sevgi Tüneli’ hiç sevmediğim kış aylarının bütün kasvetini alıp götürmüş, her yer ışıl ışıl,
insanın içi açılıyor.
Yılbaşı Nişantaşı’sıyla ilgili aklımda bir de Mustafa Sarıgül’ün belediye işçileri için sokakta hazırlattığı uzun masada onlarla kutlama yapışı kaldı. Sarıgül, yeni yıl coşkusunu herkesle paylaştı, herkesi düşündü; onu sevenler boşuna sevmiyor.