İç açıcı konulardan bahsetmek isterdim size ama boğazımda bir yumru var, yutkunamıyorum sanki... Geceleri uyku falan hak getire, huzur içinde uyumaktan utanıyor insan... Bir kuvvet devam ediyorum ama içim kırık dökük... Kendi hariç hiçbir şeyle ilgilenmediği için ülkede yaşananlardan zerre haberi olmayan ve dünyanın sadece kendi küçük hayatından ibaret olduğunu sanan bazı boş kafalar hariç, hemen hepimiz aynı vaziyette değil miyiz?
Bu milletin kahraman evlatları vatan uğruna art arda şehit olurken, hayatımıza güle oynaya devam etmek mümkün mü? Şehitlerimizin isimleri, hikayeleri yayınlanıyor, gördükçe içimiz yanıyor. Onlara üzülürken ertesi gün yeni isimler, yeni hikayeler geliyor... Geride kalan anaları, eşleri, çocukları düşünüyorum, dayanmak mümkün değil. Allah her birinden razı olsun, onlara gani gani rahmet eylesin.
Bir yanımız şehit haberleriyle dağlanırken, diğer tarafta vahşetin, kabusun en korkunç hallerine tanık oluyoruz. Adana’da üç yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ediyor bir Allah’ın belası. O küçücük çocuğun çektiği acıların ayrıntılarını okuyunca delirme noktasına gelmemek içten değil. Ağzı kapatıldığı için kendi çığlığından kulak zarının patlaması nedir ya? Korkunçluğun, karanlığın hangi boyutudur bu?
Manavgat’ta, sapık cinsel isteklerini zorla uyguladığı karısı en sonunda kolon kanseri olup kemoterapi görmeye başlayınca, bu kez 4.5 yaşındaki öz kızına 1,5 yıl boyunca tecavüz ediyor yaratık! Anne durumu fark edince, şikayetçi oluyor, o hasta haliyle adalet arıyor, “İftira atma” diyorlar kadına, bunu diyenlerin, abuk subuk rapor yazan hastanelerin de, bu tecavüzcülerden bir farkı yok gözümde! “Allah sizin gibilerin bin belasını versin” demekle bir damla bile soğumuyor içimiz, öyle bir yangın yerindeyiz şu an!
Yıllardır kadına ve çocuğa şiddetin önüne geçilsin, ağır cezalar getirilsin diye ortalık inliyor, hiçbir ilerleme kaydedilmiyor ve vahşetin boyutları giderek çığrından çıkıyorken; son olarak bir de gece yarısı camı kırarak evine giren ve kendisine tecavüze kalkışan sapıktan korunmak için eline bıçak alan kadına ‘silahla tehdit’ suçundan beş yıla kadar hapis istendiğini gördük! Allah aklımıza mukayyet olsun.
Cezasını verme hakkım olsa...
Tecavüzcülere idam isteyenler, “Hadım edilsinler, işkence görsünler” diyenler çok... Bu alçakların cezasını verme hakkı elimde olsa... Çıkarırım kalabalık bir meydana, yaptıklarını anlatırım, halkın arasına bırakırım! Karşıma “Ama insan hakları...” diye çıkan olursa da mağdurların yaşasalar dahi aslında sona ermiş olan hayatlarını gösteririm. Bütün bu olanlar ve cezasız kalan suçlular karşısında bizim kafalarda da ipler koptu artık!