Etrafımdaki kızlardan hangisiyle muhabbete başlasam, karşımdakini eninde sonunda ‘Grinin Elli Tonu’ kitabından ve konuşması bile cesaret isteyen fantezilerden bahsederken buluyorum
Bu kitap okuyan herkesi adeta hipnotize etmiş! Hele bir gün kitabı okuyan iki kankamın arasına düştüm ki, eyvahlar olsun! Akıllara zarar yakışıklı, zengin ötesi, karizmatik ve gizli cinsel zevkleri olan Christian Grey’den ve tutulduğu masum Anastasia’yla aralarındaki cinsellik, tutku dolu hikayeden bahsederken adeta kendilerinden geçiyorlardı.
“Böyle bir adamı hayal edince ve kitabın büyüsüne kapılınca yanındaki adamdan soğuyorsun!” demeyi de ihmal etmediler!
Gri’nin tonuna kurban
Neticede aylardır “Saçmadır, reklam parlatmasıdır” diye almamakta direndiğim 572 sayfalık kitabı bir kaç gün içinde ‘hüüüp’ diye okudum.
E. L. James’in ‘erotik roman’ olarak anılan kitabı, bir yanıyla hepimizin hayalini süsleyen bir aşk ve tutkuyu anlatıyor. Sevdiği kadının tek bir “Keşke yanımda olsaydın” sözüyle anında Amerika’nın bir ucundan öbürüne giden, centilmen ve tapılası bir adamla; ona fena halde kapılmış sıradan bir genç kızın hikayesi... Ancak adamın kapalı kapılar ardındaki istekleri ilişkiyi çıkmaza sokuyor. ‘Grinin Elli Tonu’, dünyayı tam anlamıyla ele geçirmiş durumda ve bu sene filmi de çekilecek. Üç kalın kitaptan oluşan serinin ikincisine başlamak için sabırsızlanıyorum dostlar; inanın bir kere başladınız mı hikayenin sonuna gelene kadar her saniye aklınızda Christian ve Anastasia olacak. Özellikle canı sıkkın olan, kafa dağıtmak ve hatta dünyadan soyutlanmak isteyenlere sesleniyorum. Kitapçıya koşuuuun!
EMPATiDEN YOKSUN OLMAK
Yılbaşından bir gün önce babasını toprağa veren Hande Yener, hayranlarını üzmemek için yeni yıl konserine çıkacağını söylüyor ancak son anda sahne almıyor. Daha doğrusu ‘babasının acısı yüreğini dağladığı’ için insanları eğlendirme gücünü kendinde bulamıyor ve çık-a-mıyor! Aman efendim sen misin konsere çıkmayan! Seyirciler bu duruma büyük tepki gösteriyor! Bir durun ve düşünün, kendinizi onun yerine koyun, biraz empati yapın; ortada ‘babasını saatler önce kaybetmiş biri’ var!!
ULUDAĞ’DAKİ KORKUNÇ GECE
Bu olay aklıma yıllar önce şahit olduğum ve hala büyük öfkeyle hatırladığım bir geceyi getirdi. Gençler için Uludağ turlarının düzenlendiği bir hafta, ben de oradaydım. Arto’yu dinlemeye gittik. Koca salon tıklım tıklımdı. Yüzlerce kişi içeride herşeyden habersiz eğlenirken, aynı dakikalarda Uludağ’da kaybolan gencecik bir üniversiteli Ümit Özgen donarak yaşamını yitirdi.
Korkunç haberi alan Arto “Bir arkadaşımızı kaybettik, bu şekilde eğlenmeye devam edemeyiz” diyerek konseri yarıda kesince yuhalamaya başladılar. Arto lafını esirgemedi ve “Yaşıtınız bir genç az önce burada öldü, siz ne biçim insansınız?!” diye çok haklı olarak gürleyip sahneyi terk etti.
İnanın o gece eğlenceye devam etmek isteyenleri tokat manyağı yapmak için her şeyimi verirdim. Şu anda bile burnumdan soluyorum. Biraz empati kurmak, biraz ‘insan’ olmak bu kadar mı zor?!