Bodrum’da benim mekanım Gündoğan arkadaşlar, denizi güzel, huzuru bol daha ne isterim ki? Gerçi iki günlük tatilde bile adamın asabını bozacak tipler ve olaylar çıkıyor, üzerinize afiyet benim olaysız günüm de pek geçmez!
Balık mı yedik kazık mı?!
* Yalıkavak’ın popüler balık restoranı Sait’e gittim bir akşam... Bodrum’un en iyilerinden diye bilinir. Ama hiç randıman alamadım ne yazık ki! Tutulduktan ve dolup taşmaya başladıktan sonra neden özensizleşiyor böyle yerler anlamıyorum. Halbuki kaliteyi her daim aynı seviyede tutmaları lazım ki müşteri kaybetmesinler. Mezeler tatsız, rokalar pabuç gibi, hiç tat alamadım. Bir tek kazandibi çok güzeldi, bu da o kabarık hesabı haklı çıkarmaz tabii!
* Neyse efendim Sait kazığından sonra yolun hemen karşısındaki ‘Aura Kabbak’ dükkanı ışıl ışıl kabak lambalarıyla keyfimi yerine getirdi. Lambaların her biri el yapımı ve o kadar güzeller ki seçmek çok zor, nihayet bir tane aldım evime.
* Bodrum’un gece aydınlatılmayan yolları meşhurdur, mesafeler de uzun, Allah’a emanet gidiyoruz işte... Hadi ışık koymuyorsunuz, peki yol kenarındaki kazılmış derin çukurlara kaç puan? Gece karanlıkta korkunç kazalara sebep olabilir. Belediyelerin tatilcilere garezi mi var anlamıyorum!
Ne utanmaz şeysin ya?!
* Şezlonglara havlu atarak yer tutup sonra da saatlerce gelmeyen saygısızları sıra dayağından geçirmek istiyorum, o derece sinirleniyorum, ne ayıp şey ya!
* Bir de terbiyesizlikleri, adilikleri yapıp yapıp sonra da hiiiçbir şey olmamış gibi samimiyetsiz gülüşleriyle karşınıza dikilen tipler var ya, hani insan haklıyken haksız duruma düşmemek için ya da bu yüzsüzlüğün karşısında dumura uğradığı için selam verip konuşmak durumunda kalır... Ben mesela böyleleri selam verince “Sen ne utanmaz şeysin ya?” diye girişmek istiyorum ooff! Çocukken her şey daha kolaydı, canımı sıkanı dövüverirdim, büyümek ne zormuş!
Doğa katliamı bir otel...
* Gündoğan’ın güzel oteli Baia’nın ilerisinde bir otel inşaatı var, birkaç yazdır sürüyor, inanın ‘Hayalet olarak bile’ yüzyıllar boyu böyle bir çirkinlik, böyle bir iğrenç yapı az görmüşümdür. Önünden her defasında nefretle geçiyorum, Bodrum’a bunu yapanlara ve yapılmasına izin verenlere bedduacıyım!
* Bodrum Havaalanı çok daha büyük olmalı.. Her daim tıklım tıklım ve bu kadar insana yetersiz kalıyor. Bir tane ufacık kafe var içerde, millet üst üste yemek yemeye çalışıyor, ‘rekabet derdi yok’ diye fiyatlar uçmuş, yediğine yiyeceğine pişman oluyorsun. Bence özellikle THY ile uçuyorsanız hiç kafede falan takılmayın zira uçakta yıllardır vazgeçemedikleri o yavan elmalı kek ve gaz sıkışması yaşamaya birebir nohutlu ve sarımsaklı yoğurtlu salata sizi ihya edecek!
“AFiFE JALE, HANDE’NiN HAKKIYDI” DERKEN?!!
Cihan Ünal, ‘Hande Afife Jale Ödülü’nü almalıydı” demiş ama hem ‘Leyla’nın Evi’ni, hem de ‘Özel Hayatlar’ı izlemiş biri olarak bu konuda kendisine hiç katılamıyorum. Ayça Varlıer o ödülü bileğinin hakkıyla, muhteşem oyunculuğuyla herkesi kendine hayran bırakarak kazandı. Ataizi, hangi performansıyla alacaktı Afife Jale’yi acaba?! Seksi geceliğiyle yerlerde yuvarlandığı ve vücut şov yaptığı oyunuyla mı?!! Ayça Varlıer’in olduğu yerde Ataizi’nin ödül almasına imkan yok! Cihan Ünal nezaket göstermiş!