Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uçankuş TV’de Anılcan Tanrıyar’ın programına katılan Sinan Akçıl’ın açıklamalarını gördüğüm anda “Aaa işte bizim Mr. Grey” dedim! ‘Grinin, Karanlığın ve Özgürlüğün Elli Tonu’ kitap serisi ve bunlardan uyarlanan iki sinema filmiyle dünya çapında kadınların aşkı haline gelen Mr. Grey; bir ilişkiye başlamadan önce karşı tarafa sözleşme imzalatmasıyla ünlü. Öğrendik ki, Akçıl da ilişki öncesi sözleşme hazırlıyormuş.

Sözleşme şartları Grey’inki gibi sert değil tabii, en güzel aşk şarkılarının yaratıcısı duygusal bir adamdan beklendiği üzere gayet masumlar. “Maddi- manevi yanında olurum ve ruhunu müzikle, şarkılarla beslerim” şeklindeki ilk iki madde, karşı tarafın lehine hazırlanmış ve bence acayip romantik!

Haberin Devamı

Akçıl, sadece üçüncü maddede ufaktan bir bomba patlatıyor: “Playstation oynadığım saatlerde telefonu açmam, oyun saatlerime karıştırtmam.” Önceki maddelerle mutluluktan jöle kıvamına gelen kişi, üçüncü maddeye “He he” deyip geçiyordur zaten!

Peki Mr. Grey ve Sinan Akçıl’ın diğer ortak özellikleri neler? Yakışıklı, fit, şeytan tüyünden bolca nasipli, beğenilen, başarılı adamlar olmaları. Ama şu var; Grey üzerinde uzun uzun düşünülerek yaratılmış bir karakter, bizim Mr. Grey ise tamamen gerçek!

‘ÇUVAL GİYSEM YAKIŞIR!’

İvana Sert’in söylediği “Çuval giysem, yakışır” cümlesi, ilk bakışta fazla iddialı geliyor olsa da kadınlara ders gibi aslında. “Çuvala bile bakışımla, duruşumla enerji veririm, taşımasını bilirim” diyor. Bir kadının ne giydiğinden çok; özgüveni, enerjisi ve duruşuyla nasıl varlık gösterdiğinin önemli olduğunu söylüyor. Annemin yıllardır favori tavsiyelerinden biridir bu: “Üzerinde çuval olduğunu farz et, aslolan giydiklerinle değil halinle, tavrınla ve bakışınla farklı olmaktır.” Bu çuval meselesi, kulağa küpe edilesi!

BİR FİRARİ DAHA!

BİZİM MR. GREY: SİNAN AKÇIL

Kendim de dahil çoğu tanıdığımın İstanbul’dan başka yerde yaşamayı istediğini, cesaret edenlerin sakin ve huzurlu yerlere taşındığını zaman zaman yazıyorum. Mesela dostum Taylan Efe Çeki, İstanbul’daki kariyerini bıraktığı gibi Didim’e yerleşti. Onu çok özlemek haricinde arkadaşım adına mutluyum, çok daha sağlıklı, keyifli ve rahat bir hayatı var orada, resmen gençleşti.

Hayko Cepkin de ani bir kararla Kuşadası’na yerleşmiş. “Bahçem, toprağım, sevdiğim şeylere ilgi gösterecek zamanım var” diyor. Hayvanları da unutmamış, onlara yardım etmek için ufak bir barınak hazırlamış, helal olsun. Cepkin’in yeni hayatına okudukça çok özendim valla. Mutluluk ve huzur kesinlikle küçük yerlerde...