10 ay önce manşetlerde büyük bir aşk diye yer alarak yapılan Ali Taran-Ayşe Özyılmazel evliliği acaba reklam mı? Türkiye’de imkansız diye bir şey kalmadığına göre bence ihtimalleri köşeye yazmak lazım...
Ali Taran-Ayşe Özyılmazel ilişkisi, evliliği, ayrılığı herkes tarafından yazıldı çizildi ama tek bir açıdan bakılmadı; Ali Taran’ın ‘çok iyi bir reklamcı’ olması açısından!
n Acaba 10 ay önce manşetlerde büyük bir aşk diye yer alarak yapılan bu evlilik ve eğer vardıysa böyle bir aşk bu kadar kısa sürede nasıl nefret ve kavga olayına dönüşebilir?
Acaba... Parlak buluşlarıyla tanınan kurt reklamcı Ali Taran gerçekten bu evlilikten ‘kurtulmak isteyerek’ ayrılmış olsa, kenara çekilip bir süre gözlerden kaybolmak yerine sürekli olarak Ayşe Özyılmazel’in gittiği yerlere gider ve magazincilere konuşup ‘Ayşe’den söz ederek’ bu olayı sürdürür müydü?
Acaba... Sürmekte olan bu reklam her iki tarafın da işine fazlasıyla yaradığına göre herkes bir kurgunun kurbanı oluyor ve ‘sahne’de gördüğüne inanarak ‘kulis’i göz ardı mı ediyor?
Bunlar doğru olmayabilir ama olabilir de... Türkiye’de imkansız diye bir şey kalmadığına göre bence bu ihtimalleri de bir köşeye yazmak lazım!
KARAKTER DERSİ HARİKA!
İlkokul birinci sınıflara ‘ahlak, değerler ve karakter’ dersi konulacakmış. Diğerleri zaten bir miktar okutuluyor da... Ben en çok ‘karakter’ kısmına taktım. Eğer bu karakter dediğiniz şey dersle oluyorsa lütfen hemen büyüklere de bu ders zorunlu olarak verilsin! Ayıptır söylemesi bu yönü hiç gelişmemiş olan öyle çok insan dolanıyor ki ortada, hepsini kulağından tutup bu derse sokmak gerek!
HER AYRILIK BİR TRAJEDİ!
Kız milleti her aşkın, her ilişkinin sonunda sanki ilk kez ayrılıyormuş gibi ‘Dünya başıma yıkıldı, ben onsuz yapamam’ moduna girmeye, kendini harap etmeye bayılır! Öte yanda erkek kısmı çizgiyi çekip çoktan yolunu almış olur. Hayatına güle oynaya devam etmektedir! O yüzden Tuba Ünsal‘ın biten ilişkiler hakkındaki “Ben trajedi sevmem, bir yerden sonra gitmiyorsa gitmiyordur” lafının hastası oldum! Ünsal’ın bu söyledikleri kızların kulağına küpe, aşk hayatlarına ‘slogan’ olsun kanımca!
ANNELER, BABALAR, SEVGiLiLER GÜNÜ OLMASIN!
Anneler Günü ve Babalar Günü konseptine her zaman karşıyım arkadaşlar! Etrafta tonla annesi-babası hiç olmayan veya hayattaki bu en değerli varlıklarını kaybetmiş insan varken; onların gözüne soka soka, yaralarına tuz basar gibi bu günleri kutlamanın bir manası yok. Hadi diyelim ki kutlanacak; bu kadar patırtıya gerek yok, herkes ailesiyle kendi halinde kutlayabilir.
İşte en taze örnek Serdar Ortaç. Babalar Günü’ne sayılı gün kala babasını kaybetti. (Ortaç Ailesi’nin başı sağolsun) Muhtemelen Babalar Günü’yle ilgili göreceği her detay onu daha da üzecek. Anamız, babamız tabii ki başımızın tacı, onları sadece bir gün değil her gün düşünmek, mutlu etmek lazım ama saydığım sebeplerden dolayı Anneler Günü’ne, Babalar Günü’ne, Sevgililer Günü’ne toptan itirazım var!