Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Beren’in ‘Fatmagül’ dizisinde arasının bozuk olduğu ve sevmediği yengesiyle, gerçek hayatta sarmaş dolaş gezmesi ‘dizinin inandırıcılığı açısından’ büyük hata!

BEREN, YENGEYE NASIL SARILIRSIN SEEEN

Beren Saat’in bu kadar beğenilmesinin bir nedeni kısa sürede oyunculukta gösterdiği başarı ise, diğer nedeni de özel hayatına gösterdiği özen ve zarif tavırları... İşte bu yüzden ‘zirvede’... Hayalet’iniz olarak ben de severim kendisini, köşemde de bol bol yer veriyorum.
Öte yandan genç bir kız o, gezmeye, eğlenmeye, hatta dağıtmaya ihtiyacı olabilir zaman zaman. Ama Beren için ‘zirvede olmanın bedeli’ bu dağıtmış hallerini bizlere göstermemek ne yazık ki.. Çünkü biz onu herkese benzemediği için sevdik, Türkbükü plajlarında ‘gazetecilere yakalanmış ayaklarına yatmak’ yerine tatilini Cunda’da geçirdiği, işi dışındaki konularla gündeme gelmemeye çalıştığı için sevdik.
Bu nedenle de gazetelerde çarşaf çarşaf çıkan fotoğrafları ona yakışmadı. Bazı ünlüler var ki ‘her türlü rezillikleriyle prim yapıp’ kendilerini kabul ettiriyorlar, oysa Beren’in düzgün ve değerlere önem veren bir imajı var, ufacık bir hatası bile ona çok şey kaybettirebilir.

Haberin Devamı

Cemile de Ali Kaptan’la gezsin o zaman!
Bir de biz ‘dizide ölen bir karakter için cenaze namazı’ kılan bir milletiz! (Hâlâ gülüyorum!) O derece kaptırıyoruz kendimizi dizilere ve karakterleri gerçekmiş gibi yaşatıyoruz. Beren’in ‘Fatmagül’ dizisinde arasının bozuk olduğu ve sevmediği yengesiyle, gerçek hayatta sarmaş dolaş gezmesi ‘dizinin inandırıcılığı açısından’ büyük hata! Oldu olacak Erdoğan ve Selim’le de gezsin!
Yapımcıların buna izin vermemesi, oyuncuların canlandırdıkları ‘karaktere zarar verecek’ görüntülerden kaçınması gerekiyor. Cemile kendisini öldürmeye kalkan Ali Kaptan’la, Kuzey devamlı dayak yediği babasıyla, Hürrem kanlı bıçaklı olduğu Pargalı’yla gezerse bu ‘dizi manyağı’ milletin hali ne olur?!!!

TURİSTİN DERDİ BENİ GERDİ!

Lübnanlı arkadaşlarım davetli oldukları düğüne katılmak için İstanbul’a geldi. Bu arada duydum ki Araplar arasında pek modaymış burada düğün yapmak.. Bayılıyorlar İstanbul’umuza, zaten kız da “Acaba iş bulabilir miyim, burada yaşamak istiyorum, muhteşem” deyip durdu.
Grubun en büyük problemi gezerken şehirde “İngilizce konuşan” kimse bulamamaktı. Ne restoranda, ne kuaförde, ne takside dertlerini anlatabilmişler. İstanbul gibi ‘turistik bir şehirdeki’ işletmelerde elemanların ‘çat pat da olsa İngilizce bilmemesi’ turiste karşı büyük bir eksiklik.. Halbuki şehre hayran kalmanın yanında böyle şikayetleri de olmaması lazım ki tam büyülensinler!

Haberin Devamı

Otel parası girişte ödenir mi?!
İstanbul’un en güzel otellerinden Swissotel’de, otele giriş yaparken tüm konaklama bedelinin peşin istenmesi ve minibar kullanıp parayı ödememe ihtimaline karşın 300 euro depozito alınması da benim Lübnanlı tayfayı şoka sokmuş. Hatta giriş günü yanında yeterli para olmayan bir tanesinden defalarca odasına telefon ederek, mesajlar bırakarak parayı ödemesini istemişler. Benim bildiğim; para ‘otelden çıkış yaparken’ ödenir. Bu aksilikleri duydukça bir İstanbullu olarak çok üzüldüm ve diyecek bir şey bulamadım. Yine de Swissotel’in servisinden memnun kaldıklarını, havuza ve teras barına bayıldıklarını söylediler.
Gerek İngilizce yoksunluğumuz, gerek oteldeki yanlışlar turist arkadaşlarımı kötü etkiledi ve morallerini bozdu. Turiste özen gösterelim, aman dikkatt!