Yazla birlikte müzik dünyası hareketleniyor malum, yepyeni favorilerimi paylaşıyorum ki, sizin de bayramınız şenlensin dostlar!
Belma Şahin/ ‘Adı Üstünde’: Serdar Ortaç, Ortaç Müzik adlı bir yapım şirketi kurdu, hayırlı uğurlu olsun. Bugüne kadar müzik dünyasına sayısız isim kazandıran sanatçı, keşfedeceği yeni yetenekleri, kendi şirketinin kanatları altına alacak artık, harika bir karar! İlk projenin hayranlık uyandıran sesi ve kaliteli duruşuyla Belma Şahin olması da ayrı heyecan verici. Onu, büyük başarı kazandığı ‘İki Cihan’ şarkısıyla tanımıştık. Şimdiyse Ortaç’ın da kendisine eşlik ettiği ‘Adı Üstünde’yle ortalığı sallamaya geldi. Hit şarkıyla, güçlü yorum buluşunca tadına doyulmuyor.
Yasin Keleş/ ‘Gönül Dağı’: Her şarkısıyla milyonlarca kişiye ulaşan ünlü prodüktör/DJ Yasin Keleş, bu yazı anlamlı bir saygı projesiyle karşıladı. Büyük usta Neşet Ertaş’ın ‘Gönül Dağı’ eseri üzerinde bir yıl boyunca çalışarak öyle sağlam bir cover yapmış ki; hayran olmamak, duygulanmamak imkansız. Efsanevi parçanın günümüzün gözde isimlerinden Keleş’in yorumuyla yeni neslin kulaklarına işleyecek olmasını değerli buluyorum. ‘Gönül Dağı’nın etnik havasını koruyarak yaptığı cover’la da, klibiyle de büyük fark yaratmış. Bu yaz kulüplerde bol bol dinleyeceğiz.
Sinan Akçıl/ ‘Seni Böyle Sevmediler’: “Sinan Akçıl’ı çok yazıyorsun” diyenler oluyor da ben ne yapayım, adamın her adımı ayrı olay! Zaten aşırı duygusal olan şarkı, Akçıl’ın jandarma yüzbaşı rolü ve klibe verilen emekle birleşince, hepimizi kalpten yakaladı. Her izlediğimde gözlerimden yaş geliyor, duygu yoğunluğundan tüylerim ürperiyor. Vatan sevgisini bir kez daha gözler önüne seren sanatçının özel projesi, ilk gününden hak ettiği sevgiyi gördü, yoluna tıklanma rekoruyla başladı. Bu vesileyle kahraman Türk askerimize selam olsun...
LONDRA’DA TÜRK İMZASI
Geçtiğimiz hafta sonu bir grup arkadaşımla Londra’nın altını üstüne getirdik, söylemesi ayıp... Bu tatilde, Türk girişimcilerin oradaki başarılarını görmek de ayrı bir mutluluk kaynağı oldu. Londra’nın finans merkezi Canary Wharf’daki restoran-bar Jazzgır’ı önceden çok duymuştum, gitmek bu sefere kısmetmiş. Sahibi Ali Eren Balıkel’in şehrin farklı bölgelerinde Kilikya adlı iki restoranı daha var. Jazzgır’ı ise geçtiğimiz sene açmış. Sıra dışı sunumlarla dünya mutfağından birçok farklı lezzet tattığımız mekanda, Türk kanım kaynamış olacak ki, en çok hamsiyi sevdim. İngilizler de bayılıyormuş!
Haftanın beş günü canlı caz müzik performansları eşliğinde uzun saatler geçirebileceğiniz keyifli bir atmosferi var. Ayhan Sicimoğlu ve Kerem Görsev de sahneye çıkmış burada. Ruhumun derinliklerinde çok mecbur kalmadıkça, sessiz duran bir cazgır (!) yaşatan ben, isminden başlayarak her şeyiyle Jazzgır’ı pek beğendim. Londra tavsiyelerim bir sonraki yazımda devam edecek..