Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu yaz pek tatil yapamadığım için bayramda üç günlük boşluktan istifade edip, kendimi Alaçatı’ya attım. Eylül ayı boyunca ufak tatil kaçamaklarına devam ediliyor malum, o yüzden size de 1 - 2 anlatacağım şey var.

Konaklamak için doğayla uyum içinde taş evlerden oluşan Alaçatı Beach Resort’u tavsiye ederim. Beyaz kumlu geniş plajı ve denizi muazzam.Geceleri dalga ve ağustos böceklerinin sesleri eşliğinde uyumak da öyle... Çalışanları, servisi kusursuz, yemekleri lezzetli. Tek eksiği akşam 22.30’dan sonra oda servisi olmaması. Eh o da nazarlık olsun!

Haberin Devamı

Çeşme Marina’ya “Aman marina her yerde var, gitmeyelim” diye inat ettim önce ama iyi ki gitmişim. Otantik havasıyla öyle doğal ve sevimli ki, bayıldım. Akşam yemeğini marinadaki Tuval Restoran’da yedik, yemekler güzel, ortamı çok keyifliydi. K - S takı mağazasına uğrarsanız, özel tasarımları var. Oradan aldığım lal taşlarından oluşan minik kolyeyle aşk yaşıyorum, pozitif enerji veriyormuş hem, İstanbul’da lazım olacak!

Alaçatı Çarşı’ya yakışmayan tavırlar...

Alaçatı Çarşı’da geçirdiğimiz akşama gelirsek...Taş evlerle çevrili sokakları, kendine özgü ambiyansıyla çok özel bir yer burası ama bazı mekan ve mağaza çalışanları bizi Alaçatı’ya gittiğimize pişman etti.

Ünlü Şerefe Meyhanesi’ne girdik mesela. Görevli yerleri olmadığını “Hadi beni meşgul etmeyin, çıkın gidin” der gibi öyle bir tavırla söyledi ki, potansiyel bir müşteri grubunu kaybetti! O güzelim mekana bir daha gitmeyiz hiçbirimiz.

Bir gözlükçüye girdik (İsmini vermiyorum çünkü şubeleri olan saygın bir mağaza aslında), çalışanlardan biri müşteriye saygısızlık, hakaret namına ne varsa yaptı, öyle ki sonunda diğer müşteriler de isyan ettiler “Bu ne terbiyesizlik” diye! Hâlâ o hadsize sinirim geçmiyor!

Daha önce Ot Festivali zamanı da arkadaşlarla bazı yerlerde insanı kaçırtan tutumlarla karşılaşmıştık. “Nasıl olsa çok kalabalık, müşteri sıkıntısı yok” diye bazıları saygısızlık yarışına giriyor belli ki! Halbuki Türkiye’nin bu kadar ünlü bir turistik yerinde hizmet sektörü çalışanları müşteriye nasıl davranacağını bilmek durumunda, kimsenin Alaçatı’ya leke sürmeye hakkı yok.

Haberin Devamı

Son olarak bu yaz açılan Alaçatı La Maison restoranın hoş ortamında, Devrim Atvur’un gitarı eşliğinde söylediği Fransızca ve klasikleşmiş yerli şarkıları dinleyerek yemek yemek süperdi. Sezon bitmeden Çeşme’ye gideceklere duyurulur.

HADİSE İYİ DEMİŞ!

Kadınlar olarak genelimizde aynı dert var! Hep bir yediklerine dikkat etme, kilo almama, zayıf olma peşindeyiz. Çünkü bilinçaltımıza sürekli olarak bu işleniyor ve kendimizi fit olmak zorunda hissediyoruz.

Oysa Hadise’ye bakın. Aldığı kilolar sorulduğunda kahkaha atıp, “Kilolarımı çok seviyorum. Ben dert etmiyorum. Siz de etmeyin. Kadın dediğin etine dolgun olur” demiş. Valla güzel söylemiş. Kendini kadınlara dayatılan görüntüye sokmaya çalışmadan keyfince yiyor içiyor, dolgun hatlarıyla gurur duyuyor ve kilolarıyla ilgili söylenenlere de hiç kulak asmıyor.

Ben Hadise’nin açıklamasını da, bu konudaki tavrını da çok sevdim. Çok da kasmaya gerek yok, hayata bir kere geliyoruz, yiyin gari!