Pop müziğimize şöyle bir bakın ve düşünün. Kaç tane adam var, yaptığı şarkılar dillere dolanan ve en büyük hitleri çıkaran? Toplasanız bir elin parmaklarını geçmez. Eee ne yapmak lazım? Kıymetlerini bilmek lazım!
Geçen gün radyocular ve DJ’lerin 2011 yazının şarkılarıyla ilgili yorumlarını okudum. Serdar Ortaç şarkılarının ‘müzikseverleri sıkmaya başladığını, artık hit çıkaramadığını’ söylemişler. Ben bir müziksever olarak hiçbir zaman sıkılmadım Serdar Ortaç şarkılarından, etrafımda bütün yazı onun ‘Gold 2011’ albümünü dinleyerek geçiren çok sayıda kişi de var.
Serdar Ortaç “Gidiyorum” dese?
Şimdi soruyorum: Niye bizim adımıza konuşuyorsunuz biiir? Bu yaz her yerde en çok sesini duyduğumuz müzisyenlerin başında yine o gelmiyor muydu ikiiii? Bütün konserleri her zamanki gibi tıklım tıklım değil miydi, insanlar oturmayı bırak, ayakta duracak yer sıkıntısı çekmedi mi, bu da üüüç?!
Bir an düşündüm de; “Yeter artık herkesin benimle uğraştığı, bırakıyorum müziği” dese mesela, onun şarkılarının olmadığı bir Türk popu ne kadar eksik kalır, can damarlarından birini yitirir.
Radyocusu ayrı, magazincisi ayrı sıkıyor adamın canını, sanki gizli bir ‘Serdar Ortaç’ı üzme kampanyası’ var, bana da bundan gına geldi, nasıl olacak?! Sanki gizli bir ‘Serdar Ortaç’ı üzme kampanyası’ yürütülüyor. Oysa “Yeter artık, bırakıyorum” dese Türk popu ne kadar eksik kalır düşündünüz mü hiç?
Hayalet’in 2011 yazı 5’lisi:
1. Ajda Pekkan-Yakar Geçerim
2. Hande Yener&Sinan Akçıl-Atma
3. Serdar Ortaç-Elimle
4. Model-Değmesin Ellerimiz
5. Sezen Aksu-Unuttun mu Beni?
BU FiLM KÖTÜ!
Neden çevrildiği, kim tarafından beğenilerek vizyona çıkarıldığı belli olmayan filmler vardır. Bun-ları seçip alan sinema salonlarına çok şaşırıyorum... ‘Nedimeler’ filmi kötü ötesi mesela! Komedi falan değil bu, tam bir zorlama. Aptal yerine konduğunuzu hissedip sinir oluyorsunuz izlerken. Bu kadar kötü filmleri seçip getiren sinemalar müşteriye cidden ayıp ediyorlar. Fragmanını, afişini görüp de “İyi vakit geçiririm” zannederek gidenler de para ve zaman kaybediyor.
EKRAN CAHiLLERi!
Televizyonda yeni sezon programları arka arkaya başlıyor, sunucuların hatalarıyla birlikte! Bir kere söyledim, ‘Hayalet’iniz olarak uyardım ama aynı kafa devam ediyor. Programcılar konukları programa dörder, beşer alıyor, birkaçıyla sohbeti program boyunca sürdürüp diğerlerine ‘figüran’ veya ‘dekor’ muamelesi yapıyor. Kardeşim çağırmasana o zaman!
Geçen gün bir programa konuk olan arkada-şım dert yandı. Programa çıkarmak için iki gün peşini bırakmamışlar, yayın sırasında sunucu kendisiyle iki kelime konuşmamış, arkadaşım reklam arasında sunucuya “Ben hiç konuşamı-yorum” deyince de “Bugün çok konu var, sen yabancı değilsin, alınmazsın” cevabını almış. Bir sefer de “Ay ne yapayım şekerim baksana, susmuyor adamlar, araya giremiyorum” mazeretini söyleyen sunucu duymuştum. Yahu senin işin konuşmalara yön verip, organize etmek; kalk git, yapma bu işi beceremiyorsan!
İsterseniz 20-30 yıl program yapın, bu ‘aynı konuklara odaklanıp gerisini konuşturmama’ olayı sizi ‘ekran cahili’ gösteriyor! Öncelikle çağırdığınız konuğa, sonra da izleyiciye saygısız gösteriyor. Madem anlamamakta direniyorsunuz, açın şu yabancı kanalları ve David Letterman, Jay Leno izleyin. Hiçbir zaman konuğa bu şekilde ayıp edildiğini göremezsiniz. Ay dilimde tüy bitti yahu!