BAAAYAN’DAN GINA GELDİ!

Kadına “baayan”, tuvalete “laaabo” diyenler bana kafayı yedirtti dostlar! Bunları kullanınca ‘kibarlık değil yanlışlık’ yapmış olduklarını belirtmek isterim!

Spikerlik kursuna gittiğim günlerden aklıma kazınmış iki yanlış kelime kullanımı var, bunları her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor, işin kötüsü aynı hatayı hemen hemen herkes yapıyor.
Bir tanesi; tuvalete giderken daha kibar olsun diye “Lavaboya gidiyorum” diyenler.. “Lavabo ne tarafta?” diye soranlar... Yahu beni konuşturmayın şimdi, lavabo sadece el yıkanan yer, ihtiyacınızı lavaboya mı gideriyorsunuz da “Lavaboya gidiyorum” diyorsunuz!
Ayrıca “Tuvalete gidiyorum” demenin neresi kaba, gayet insani bir durum! Bir de “Tuvalet” diyenleri “Tuvalet denmez çok ayıp, lavaboo” diye düzeltenler var ki onlara tam kilitleniyorum! Hayır efendim yanlış biliyorsunuz, lavabo değil tuvalet!
İkincisi ve kulaklarımı en can evinden vuranıysa bayan kelimesinin kullanımı..
Televizyonda yılların sunucularından (Hiç değilse meslekleriyle ilgili ufacık bir şey öğrenselermiş!), sanatçılara, politikacılardan normal vatandaşa kadar bir bayan kullanımı almış başını gidiyor!
Ey dostlar, bayan kelimesi erkek kelimesinin karşılığı değil, sadece bir hitap şekli. Yani “Kadın” demek yerine “Bayan” demek kibarlık olmuyor, aksine yanlışın dik alası oluyor! Bunun anlaşılması için daha kaç kere söylenmesi, tartışılması lazım? Hele bir de geveleye geveleye “Baaayan” diyenler yok mu, Allah elime düşürmesin! Ohh içimi döktüm, şimdi biraz daha iyiyim sanırım!

BIEBER BİLETİ YOK, AKÇIL’A GİDELİM!

2 Mayıs’taki Justin Bieber konserine sayılı gün kalınca; ergen ruhlu Hayalet’inizi bir telaş sardı. Zira bütün dünyayı ayağa kaldıran bu genç adamı sahnede canlı canlı izlemezsem çatlarım. Ama son dakikacı, yumurta kapıcı bir kişilik olduğumdan bilet konusunu da son haftaya bıraktım!
Dün stres içinde can tanesi kankam Caner’i aradım. “Justin konserine mutlaka gitmeliyim. Ne yapıcaz?” diye... Kendisi her türlü problemimi dakikalar içinde çözme becerisine sahiptir, süper kahraman gibi bir şey! Adeta ‘İntikam’ dizisinde Yağmur’un her işini çözen Hakan karakteri gibi!
Önce bir dalgasını geçti benle: “Valla Justin bileti bulamayız bu saatten sonra, istersen Sinan Akçıl konserine götüreyim seni!”
Arkadaşım biletlerimizi çoktan hazırlamış çok şükür, 2 Mayıs’ta beyaz atletim ve kasketimle İTÜ Stadyumu’ndayım!

ASAP BOZANLAR..
* En yakın arkadaşıyla bile aşık atma derdinde olanlar... “Hep ben üstün olayım, ben daha güzel, ben daha süslü, ben daha gösterişli, daha daha daha... olayım” kafasındakiler.
* Bütün hayatı; aldığı çanta, ayakkabı, takı vs.’nin şovunu yapmak, alışverişe ne kadar para harcadığını göstermek olup; gardırobunu sürekli genişletirken karakterine bir gram gelişim katmayanlar!
* Birilerine yağ çekip göze girmek için, başka birilerini gözünü kırpmadan harcayanlar.
* Dünya sadece kendi etrafında dönüyormuş gibi davranan, kendinden başka kimseyi, en yakınındakileri bile düşünmeyen benciller.
* Geçmişte yıllarını geçirdiği, hayatını paylaştığı insanı; ayrıldıktan sonra yerin dibine sokup sokup çıkarmaktan, arkasından olmadık şekilde atıp tutmaktan vazgeçmeyenler.