Ben aldatma konusunda yazdıkça annem söyleniyor: “Seni bu konuya takıntılı sanacaklar, aldatıldın sanacaklar”! Sanacaklar mı? Ayan beyan takıntım var ihanete ve evet aldatıldım. Bundan da utanacak halim yok, yapan utansın!
(Anneme not: Bana kızmak üzere açacağın telefonu sabırsızlıkla bekliyorum!)
Neyse gelelim esas mevzuya; benim ezelden beridir asıl takıldığım; ünlü ve sesini herkese duyurabilen kadınların çıkıp çıkıp marifetmiş gibi; “Erkek aldatabilir”, “Üç maymunu oynamak lazım”, “İhanet erkeğin elinin kiridir” gibi son derece ulvi (!) açıklamalarla zaten bu konuda niyeti bozuk olan erkek tayfasının “ihaneti kendilerinde hak görmelerine ve çok normal bulmalarına” sebep olmaları.
Son bomba da Buket Dere-oğlu’ndan gelmiş. “Eşim huzurumu bozmadan, bana hissettirmeden aldatabilir” diyor. Aslında bu cümleleri neden ettiğini “Her Şey Dahil” programında açıkladıktan sonra acı gerçekle hepimizi bir kez daha yüzleştirdi ne yazık ki: “Çevremde gördüğüm bütün ilişkilerde ufak ya da büyük mutlaka bir vukuat oluyor. Anladım ki kimse tek eşli değilmiş, artık ‘Benden başkasına bakmayacak, bir tek benim olacak’ diye düşünemiyorum, 40 yaşında geldiğim nokta bu” diyor ve internetin, çevrenin, sosyal medyanın ihaneti çok kolaylaştıran bir duruma geldiğinden bahsediyor.
Burada bir parantez
Sosyal medyadan haz etmediğimi söyler dururum size, ihanetin bir numaralı ortağı olduğu net! Hep de geriden takip ederim gelişmeleri. Instagram’ın “sohbet” uygulaması olduğunu daha yeni öğrendim misal. Üstelik ‘senin bilmem kaç kilometre yakınında hangi Instagram kullanıcıları var’ onu bile gösteriyor. Takkem uçtu dinime imanıma!
Zaten “istediğine çabuk ulaşma” işinin suyu çıkmıştı, şimdi tam oldu! Gel de hâlâ “Aşkta sadakat olsun” diye romantik takılmaya devam et! Vallahi aşktan meşkten vazgeçirip kendimi yalnızlığa adatacak bu teknoloji en sonunda!)
Aldatmayı normalleştirmeyin
Buket Dereoğlu’nun “günümüz ilişkilerine dair” söylediklerini bulmak istesem de haksız bulamamakla birlikte; geldiğimiz bu noktayı milyonlarca “aldatma potansiyelli” insanla paylaşması, ‘ihaneti iyice tetikliyor’ diye düşünüyorum. İhanet normal kabul edildikçe; aşkın, ilişkinin, bağlılığın, dürüstlüğün, iki kişinin arasında olması gereken güvenin yerini; yalanlar, arkadan iş çevirmeler, karşısındakini aptal durumuna sokmalar, aşkın gerçek anlamını yerle bir etmeler alıyor!
40 yaşına geldiğimde ne düşünürüm bilmem ama ben ihanetin hiçbir türlüsüne “eyvallah” diyemiyorum arkadaş! Gururu falan geçtim, sevdiği ve sahiplendiği kişinin bir başkasına dokunmasına, en ufak bir heyecanı, bir kalp çarpıntısını bile bir başkasıyla yaşamasına dayanabilir mi insan?
İhanette yalan var
Hadi onu da geçtim varsayın; ihanetin içinde yalan var bir kere, sana her şeyiyle dürüst olmayan birine nasıl en yakın olabilirsin? Nasıl güvenip sırtını dayayabilirsin? O sırtı dayayamıyorsan, o ilişkinin, o karşındakinin ne anlamı kalır? Bu tip açıklamaların etkili ve dolayısıyla çok zararlı olduğunu idrak edip bir vazgeçsek artık! Zaten zıvanadan çıkıldı; bari aşkın kıyametini görmeyelim!