Ali sevgiden uzak duran, karşı cinse sadece gününü gün ettiği birer eğlence gözüyle bakan, değer vermeyen bir adamdı. Aynen bugünkü dünyada birçoklarının yaptığı gibi... Sadece seçtiği bu duygusuz yolda, birlikte olduğu tanımadığı kadınların ardından aynada kendiyle yüzyüze kalmak zorluyordu onu.
“Allah’ım beni bu durumdan kurtar” diye dua ediyordu.
Birgün hayatından geçip giden sayısız kadın gibi sıradan gördüğü Ayşe çıktı karşısına. Ve Ali için işler o güne kadar istemediği yönde değişiverdi, panikledi, defalarca kaçmaya çalıştı ama aşk işte, hayatının kadınını bulduğu gerçeğinden kaçamadı. Kendiyle yüzleşmeye çalıştığı ve herkesten sakladığı karanlık tarafından da kaçamadı bu sırada, Ayşe’nin ona olan aşkını ve şefkatini her gördüğünde utanmasına rağmen. Ayşe’ye gelince, yaşadığı aşkın, hayatında ilk kez hissettiği güçlü sevginin, güven ve huzurun karşısında kendini çok şanslı hissetmekle o kadar meşguldü ki, yoluna çıkan işaretleri göremedi, sevdiği adama inanmayı seçti her defasında. Ali’nin “Ben senin sandığın kadar karakterli değilim” sözlerine bile “Sevgilimle ilgili düzgün konuş” diye güldü geçti. Benim hep “Film gibisiniz” dediğim bu aşkın kahramanlarının hikayesinde ne mi oldu? Bu hayatta gerçeklerin er ya da geç su yüzüne çıktığına inanırım, Allah’ın işi işte, daha fazla izin vermedi o çok seven kızın yalanların ortasında hayal görmesine... Yine birlikte çok mutlu geçen bir günün sonunda Ali uyudu. Ayşe sevgilisinin üstünü örterken “İnternet şifresi mi değişti, giremiyorum” dedi. O sorunun inandığı her şeyi dakikalar sonra başına yıkacağından bihaber...
Bazen gerçekler, hayallerden gariptir...
Ve o güne kadar hiç yapmadığı bir şeyi yaptı bizim kız, bir anda gelen ve karşı koyamadığı bir hisle Ali’nin telefonunu aldı, internet için verdiği şifreyi girdi. Gerisi hayal kırıklığı, gerisi kayıp, gerisi hayatı boyunca güvendiği tek adam tarafından kandırılışıyla yüzleşme... Sayısız kadınla bel altı, iğrenç mesajlar, her gördüğü, dinlediği mesajda üstüne yıkılan hayalleri, o sevmelere doyamadığı, birlikte yaşlanmayı seçtiği adamın ölüşü...
Ali ağlama seslerine uyandığında söyleyecek pek de bir şeyi yoktu. Hayatı boyunca yalnız kendine itiraf edebildiği karanlık tarafını sevdiği kadına da söyledi sadece. Af diledi, yalvardı, bir daha böyle bir kadın bulamayacağını bildiği aşkının gözlerine baktıkça ilk kez bir kadının karşısında ağladı. Ayşe’nin halini söylemeye gerek var mı bilmem, o kadar çok ağladı ki, hâlâ ağlıyor, ne hırs, ne nefret, sadece tarifsiz bir üzüntü ve yıkım içinde...
“Ölesiye pişmanım. Kirli dünyamda tertemiz bir sevgiyi göremeyecek kadar kördüm. Gözüm açıldı ama Ayşe’den sonra göreceğim temiz bir sevgi yok. Bir şeyleri sonsuza kadar kaybettim ama içimde yeni bir şeyler doğmasına sebep oldu.” Ali’nin sözleri ve zaaflar uğruna yönü değişen, bir olabilecekken ayrı düşen iki hayat...
Gerçek sevgiyi bulmak çok zor bugünün dünyasında. Onu bulan şanslılardan olursan, uğruna kendi karanlıklarından vazgeçmeyi bilmelisin, aşk senden vazgeçmeden...