Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hakkı olan terfiyi alamayınca 10 yıllık banka kariyerini bir anda bıraktı ve oyunculuk hayalinin peşinden gitti. Çaldığı kapılar yüzüne kapanınca, sosyal medyada evinden canlı yayınlar yapmaya ve skeçler paylaşmaya başladı. Zeki ve kaliteli mizah anlayışıyla herkesi gülmekten kırıp geçiren Kaan Sekban’ın adı, büyük bir hızla, dalga dalga yayılıyor. Okuyan Us Yayınları’ndan çıkan ‘Tebrikler Kovuldunuz!’ adlı kitabı en çok satanlar listesinde. Tek kişilik gösterisine öyle bir ilgi var ki, biletler haftalar öncesinden tükeniyor. ‘İlklerin adamı’ Kaan Sekban’ın Türkiye’nin en büyük komedyenlerinden olacağı aşikar...

Haberin Devamı

‘ALLAH SOSYAL MEDYAYI  BAŞIMIZDAN  EKSİK ETMESİN’

Geçtiğimiz günlerde en kalabalık gösterinize çıktınız. Neler hissettiniz?

Tek kişilik gösteri yapmaya başladığım mayıs ayından beri, İstanbul’daki yedinci gösteriydi. Daha önce küçük salonlarda sahneye çıktım, Maslak Uniq ise bin kişilikti. Biletler çok önceden bitti, inanılmaz heyecanlandım, ayaklarım titreyerek çıktım. İki saat sahneden inmedim, ara vermedim, su bile içmedim.

Gösterinin başındaki şarkı ve dans şovunuz harikaydı. Komedi müzikali size çok yakışır...

Hayalim, kitabımın ilk yerli müzikal film olması, ‘La La Land’ gibi... Müzikal, benim hayatım. Amerika’da müzikal eğitimi aldım. Dönüşte de bankayı bıraktım. Sahne müzikali de keyifli olur.

Şovlarınızda hepimizi gülmekten bayıltırken hiç bel altı espri yapmıyor, küfür etmiyorsunuz. Bu, özellikle seçtiğiniz bir yol mu?

Normal hayatta da küfürlü konuşmam. Hayat o kadar tirajikomik ve komik ki; küfüre, cinsel şakalara gerek kalmadan durumumdaki komediyi ortaya çıkarıyorum. Buna özellikle dikkat ediyorum, anlayışım böyle.

32 yaşında bankadan istifa edip, bambaşka bir yola girdiniz. İşler yolunda gitmeyebilirdi, korkmadınız mı?

Çok korktum. Evimi, arabamı sattım. Bir erkek olarak işini bırakıp, her şeyini satıp tekrar ailenin yanına taşınmak psikolojik olarak kolay değil. Ama dünyanın sonu hiç değil. Üretmeye odaklandım ve odamdan sosyal medyada yaptığım canlı yayınlarla her şey bambaşka bir hikayeye dönüştü.

Haberin Devamı

‘Çok bedel ödedim!’

Bankada hakkınız olan terfiyi alsaydınız işi bırakmaz mıydınız?

İlk etapta bırakmazdım çünkü 10 sene emek verdim, o unvanı yaşamak isterdim. Yine de bir noktadan sonra içimde tuttuğum oyunculuk aşkı patlardı. “O terfiyi iyi ki alamamışım” diyorum şimdi. Tabii şu andaki noktaya gelmek de kolay olmadı. Çok çalıştım, çok bedel ödedim.

Bankayı bıraktıktan sonra nasıl bir yol izlediniz?

Bankadayken oyunculuk eğitimleri alıyordum. Hemen bir müzikal seçmesine girdim ve değerli bir kadroyla ‘İstanbulname’ müzikalinde oynadım. Sonra İtalya’da opera seçmelerini kazandım, İtalyanlara İtalyanca oynadım. Ciddi bir altyapıdan geçtim. O dönem hiç para kazanmadım. Bu deneyimleri yaşamak için hep cebimden harcadım, borçlandım, kredi kartlarına yüklendim. Ama hiç pişman olmadım, bu kadar çalışmanın geri döneceğini biliyordum. İtalya dönüşü menajerim “Kendi yoluna kendin bak” deyip kapıyı kapatınca, ben de odamdan yayınlara başladım. Hikayem film gibi!

Sosyal medya olmasaydı, bu kadar hızlı hayatımıza girmiş olur muydunuz?

Haberin Devamı

Klasik medyayı, dizi ve TV şovlarını elinde tutan kesim beni beğenmedi. Sosyal medya olmasa, sesimi duyuramazdım. Kitabımı, yayınevleri beni sosyal medyadan görüp iletişime geçince yazdım. Allah sosyal medyayı başımızdan eksik etmesin! Ama kendimi sosyal medya fenomeni olarak konumlandırmıyorum. Sosyal medyayı efektif kullanan bir komedyen ve yazar olma gayretindeyim.

Sosyal medyada yaptığınız skeç ve canlı yayınlardan sahneye geçiş nasıl oldu?

60-70 saat canlı program yaptıktan sonra kendimde o gücü bulup BKM Mutfak’ta, küçük bir sahnede ilk kez stand-up yaptım. Temelim, aralık sonunda başladığım 60 canlı yayındı, onca saatlik espri stoğum birikmişti. Şu anda da talk şov veya yarışma sunmak, ekranda kaliteli ve eğlenceli bir şeyler yapmak istiyorum.

‘ALLAH SOSYAL MEDYAYI  BAŞIMIZDAN  EKSİK ETMESİN’

‘Hikayem insanlara umut veriyor’

Planlarınız arasında neler var?

Modern insanın hikayesini anlatacağım bir beyaz yaka komedisi üzerinde çalışıyorum, sit-com da olabilir. Buradaki expatlara yönelik İngilizce stand-up hazırlıyorum. İlk kez İngilizce stand-up yapan komedyen olmayı hedefliyorum. İleride bunu yurt dışında da deneyeceğim. Ama acele etmiyorum, doğru noktada doğru işler yapmak isterim, her şeyin hayırlısı. Kapıların açılması için en önemli şey topluma ulaşmak ve kendini onlara sevdirmek... Tek kişilik gösterimle Türkiye’nin her yerine gitmek istiyorum.

Sizi şahsen tanımayan insanlar başarınızla gururlanıp mutlu oluyor. Neden böyle sizce?

Herkesin hayatta mutlaka yapmak isteyip yapamadığı, bırakıp gitmek istediği ama gidemediği bir şeyler var. Ve bana bakınca “O bıraktı” diyorlar, kendileri için de umutlanıyorlar. Benim hikayemden umutlananlara diyorum ki: Gerçekten peşinden koşacak bir tutkunuz varsa, o yola çıkın. Bırakacaksanız bir amaç uğruna bırakın. Çok çalışmaya gönüllüyseniz, ödeyeceğiniz bedelleri, sizi aşağı çekecek insanları, suratınıza kapanacak kapıları kaldırabilecekseniz çıkın yola. “Kaan yaptı, ben de yaparım” diye değil.

Oscar alma hayaliniz devam ediyor mu?

Alacağım zaten. Evrene mesaj vermeye inanıyorum, ne kadar mesaj verirsen evren de seni o kadar çalışmaya itiyor. Çok çalışırsan Oscar da alırsın, her şeyi de yaparsın!

‘Yazarlık hınçtan gelme!

Kitabınız en çok satanlar arasında. Yazarlık yeteneği de oyunculuk gibi eskiden
mi geliyor?

Eskiden değil, hınçtan gelme! O menajer bana “Kendi başına devam
et” dediği gün yazmaya başladım. Ve ilk olarak kitabın o bölümünü yazdım.
‘Tebrikler Kovuldunuz!’, yılın iş kitabı ödülünü aldı. Çıkalı üç ay oldu ve dokuzuncu baskıda...