AKYAKA’NIN BÜYÜSÜNÜ BİZ BULAMADIK!

Normalde tatil konusunda son dakikacıyımdır, fırsatım olduğunda kafam nereye eserse, atlar oraya gidiveririm. Bu bayram içinse kankalarımla tatil organizasyonumuzu aylar öncesinden yapmış, konuyu da sohbetlerimizin baş köşesine yerleştirmiştik. Rotamız, son yılların en sevilen tatil yerlerinden Akyaka’ydı. Hep harika yorumlarla duyarız burayı ya, ne heveslendik belli değil! Şu an Azmak’ın kenarındaki kahvaltı mekanlarından birinde oturmuş, şıp şıp terleyerek yazımı yazarken düşünüyorum da; hayatta hiçbir şey için fazla heyecanlanmamak lazım! Yoksa işin hayal kırıklığı kısmı acı veriyor!

Akyaka’nın doğası güzel, genelde artık hiçbir yerde göremediğimiz mimari özenin korunmuş olması mutluluk verici. Benim çok sevdiğim salaş ve doğal kasaba hali tatlı ama o kadar. Önce dedik ki, “Acaba bizde mi bir problem var? Millet burayı o kadar seviyor ki, işi gücü bırakıp, yerleşiyor...” Ama yok, yapacak hiçbir şey, gidecek neredeyse hiçbir yer yok! Fotoğraflardaki gibi değil, haksızlık bu! Biz bilmiyoruz diye buraları iyi bilen arkadaşlara sorduk; onlardan da elle tutulur bir tavsiye çıkamadı. Allah’tan kaldığımız XOX Apart Otel’deki dairemiz rahat, geniş ve temizdi, zira tatilin büyük bölümünü otelde geçirdik! Sabahları denize girme hayaliyle otelden çıkışımız, ayağımız suya değmeden geri dönmemizle sonuçlandı.

Bayram kalabalığından mütevellit birer şezlong bulmak dahi zor, şez-longu bulsan da denize giremiyorsun. Et ete yapışık yüzmeye çalışan insan güruhundan bulanmış su, çamur olmuş tövbelerce!

Ayça ve Deli Mehmet...

Her koşulda ve her yerde Pollyanna olmasıyla ünlü kankam Zeynep bile sürekli isyan ettiyse, bizden değil Akyaka’dan şüphe ediyorum! Bizden sonra gelen bir başka grup arkadaşımız da şu anda aynı bocalama içinde, ne yapacaklarını bilemez halde! Kiteboard yapanlar için durum farklı tabii, bütün gün dalgalar arasında uçtukları için alternatif aramıyorlar. Onlar için bütün mevzu bu... “Ben de mi yapsam?” dedim de, sakarlığımla kafayı gözü dağıtırım diye kalkışamadım. Ha bu arada, eğlendik mi, tabii ki ama o tamamen bizim grubun potansiyeliyle ilgili, acınası halimizle sonsuz dalga geçtik! Akşamlarına gelirsek, müzik gece yarısı olduğu an kesiliyor, bir dakika dahi sekmeden. Ondan sonrasını da Deli Mehmet’in değişik kokteyllerini deneyerek ve muhabbet ederek geçirdik.

Yemek yediğimiz mekanlar arasında ise ‘Ayça’yı tek geçerim. Harika lezzetleri, sevimli ortamı ve güleryüzlü ekibiyle bizi mest etti. Akyaka tecrübemizi kankam Emrah’ın şu veciz sözleriyle özetlemem gerekirse: “Bu tatil bize bir şeyler vermek ye-rine aldı!” Birçoklarına büyülü gelen Akyaka, o yüzünü bize göstermedi be dostlar!