* Ermenek maden faciası: Şu an yazımı yazarken yardım çalışmaları devam ediyor ama ne yazık ki pek umudumuz yok, iki lokma ekmeğin peşindeki 18 madencimizi kaybettik büyük olasılıkla. Firma sahibi hiç utanmadan “Doğal afet” diyor ama bu olaya ihmal, kusur bile denemez, paracıkları cepte tutmak için göz göre göre onlarca canı hiçe saymaktır.
Daha Soma faciasının yarası içimizde kanarken, yine kaç ailenin ocağına ateş düştü. Ders çıkarmak, başka canlar yitirmemek için önlem almak diye bir şey katiyen yok! Bunun vebalini er geç öderken o “insan canından önde tutulan” paralar işe yaramayacak!
* Yaşlı kadını döven canavarlar: Haberlerde çok yaşlı bir nineyi gösteriyorlar, öyle bir dövülmüş ki yüzüne bakabilmek mümkün değil; yürek kaldırmıyor. Dayak sebebi evindeki televizyonu almakmış sanırım, dayanamadığım için devamını izleyemedim. Bunu yapanlar insan değil, yok olması gereken mahlukatlar!
Ne oluyor bize ya, giderek insanlıktan çıkıyoruz!
SiNiR HOPLATANLAR
* Demir Demirkan: Sertab Erener’le 18 yıllık yol arkadaşlıkları bitti, eyvallah. Ama bittiği gibi yeni sevgilisiyle ortaya çıkmak ne demek?! Hayatının büyük kısmını paylaştığı Erener’i ‘aldatılan ve terk edilen kadın’ olarak ilan ediyor bu hareketiyle! Gözden düşenin, antipati toplayanın kendisi olduğundan da bihaber Demirkan! Ben bu “uzun ilişkilerden sonra hemen bir başkasıyla ortaya çıkan” tiplerin aşkı değersizleştirme ve anında her şeyi silip atma potansiyeline deliriyorum!
* Tasarımcı veya şarkıcı kesilenler: Modayla uzaktan yakından alakası olmayanlara bir bakıyorsun, tasarımcı olmuş! Veya yaptığı işten sıkılmış, şarkıcı olmaya karar vermiş!
Her işi ucuzlaştırmakta üstümüze yok maşallah! Millet yıllarca emek veriyor, didiniyor bu işler için; her parayı bastıranın tasarımcı, şarkıcı olması trajikomik bir durum!
GINA GETİRENLER
* Asena Erkin: Her Allah’ın günü gazetelerin baş sayfasında görmekten içimiz şişti.
Magazinin usta ismi Sacit Aslan’ın onunla ilgili Uçankuş TV’de yaptığı yorumları dinledim. Çoğumuzun düşünüp de dillendirmediği her şeyi ‘tokat gibi’ söyledi. Aslan, “Bu kadını bu kadar meşhur etmenin, televizyon programları yaptırmanın ne gereği var? Toplumun değer yargılarına aykırı kalan biri...” dedi. Gerçi ‘değer yargısı’ diye birşey kaldığından şüpheliyim ben. Son hız yokuş aşağı gidiyoruz!
* Eda Taşpınar: Fit vücuduyla, farklı giyim stiliyle dikkat çekici bir kadın olmasına lafım yok ama yaz boyu deniz kenarında sanki magazincilere yakalanmış havasıyla yaptığı, oysa baştan aşağı hazırlandığı her halinden belli olan bikinili fotoğraf çekimlerinden bir baygınlık gelmişti zaten. Şimdi de at kılı şampuanıydı, at üstündeki garip fotoğraflarıydı, formunu nasıl koruduğuydu derken her dakika başka bir haberle kendini göstermeye devam ediyor. Afakanlar bastı.
HAKLI OLANLAR
* Hadise: “Sosyal medyada insanlar çok kırıcı ve acımasız olabiliyor; bakmıyorum, kendimi öyle koruyorum” demiş. Yerden göğe kadar haklı. Klavyenin başına her geçen ‘aslan parçası kesiliyor!’ Hadsizlikte, terbiyesizlikte sınır tanımayanlar sürüsüne bereket, huzurunu ve sinir sistemini korumak adına hiç bulaşmamak en iyisi...