Instagram’da 150 bin takipçisi var, asıl önemli noktaysa onu takip edenlerin tamamı gerçek! Sahte takipçilerle millete hava basıp, gerçek ortaya çıkınca o havaları fıs diye sönenlerin kol gezdiği bir dönemde; Cenk Demirgüç’ün sıfırdan başlayıp, adım adım büyüyen profili, fazlasıyla değer taşıyor. Herkes onun macera dolu çılgın yolculuklarını, yaşadığı her anı, gittiği yerlerde çektiği akıl almaz güzellikteki fotoğrafları, video’ları ve içi dışı bir, rol kesmeyen samimi karakterini merak ediyor. Paylaşımlarına binlerce yorum yapılıyor.
Cenk, üniversiteden arkadaşım, Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü’nü birlikte okuduk. O zamanlarda da tek başına gezmeyi seven, herkesin yaptığı rutin şeyleri yapmaktan hoşlanmayan sıra dışı bir adamdı ama işi bu noktaya getireceğini tahmin edemezdim! Tek başına Türkiye’den arabasıyla çıktı ve her adımını takipçileriyle paylaştığı birçok ülkeden geçip, varmak istediği noktaya, İzlanda’ya ulaştı.
Yolculuğu toplamda 80 gün sürdü,
18 bin km. yol yaptı. Sosyal medyada kendisine gösterilen yoğun ilginin sebebini; ilk kez bir Türk’ün karayoluyla bu rotada yolculuk yapmasına bağlıyor.
Demirgüç’ün İzlanda hayali
Bu gözü kara adamın; büyük keyifle çok sıkı takip ettiğim ve hayran kaldığım hikayesini onun cümleleriyle paylaşacağım: “Kuzey Avrupa’yı, İskandinav ülkelerini görmek istiyordum, en büyük hayalimse kendi yaptığım arabamla İzlanda’ya gitmekti. Orada volkanlar, akarsular ve değişik hayvan türlerini barındıran el değmemiş, olağanüstü doğa var, insan nüfusu az...
Arabamı off-road hale getirdim, yükselttim, arkasını karavan yaptım ve Türkiye’den yola çıktım. Yunanistan, İtalya, Avusturya, Almanya, Danimarka, Faroe Adaları ve çok merak ettiğim Norveç Trolltunga’ya gittim. Orada sırtımda 25 kiloluk çantayla 20 km. yürüyüp, bir gece kamp yaptım. (Yemin ediyorum yazarken yorgun düştüm!) Son olarak İzlanda’ya geçtim ve tek başıma bir ay orayı dolaştım.”
‘Ülkemi her yerde tanıttım’
“Gideceğim ve fotoğraf çekeceğim her yeri önceden belirlemiştim. Çoğu zaman kamp alanlarında arabadaki yatağımda yattım, yemeğimi kendim yaptım, çünkü her şey çok pahalıydı. Yüksek fiyatlar ve hava şartları beni zaman zaman zorlasa da hepsine değdi” cümleleriyle özetliyor uzun yolculuğunu...
Yolunun düştüğü her yerde birçok kişiyle tanışmış, arkadaşlar edinmiş. Zaten öteden beridir tanıştığı herkesle hemen koyu muhabbete dalan sıcakkanlı biridir Cenk, hatta biz de üniversite kantininde bir anda arkadaş olmuştuk! Hem Türk olması hem de aşırı kullanışlı bir yürüyen eve çevirdiği arabası, insanların çok ilgisini çekmiş. “Gittiğim her yerde ülkemi en güzel şekilde tanıttım” diyor.
Instagram dünyasının gezgin fenomeni yolculukta yaşadığı hangi olayı unutamadı? Herkesi hayran bırakan o muhteşem fotoğrafları nasıl çekiyor? Bu uzun yolculuğun asıl amacı neydi?
Yazının devamı çarşamba günü gelecek dostlar...