Kişisel gelişim kitaplarına başlarken insan hep aynı şeyi hisseder; “Bu kitapla hayatım kesin değişecek, bambaşka bir ben olacağım!” Ve genelde sonuç hep aynıdır; sıfır değişiklik, sıfır fayda! Okuduğum onlarca pozitif düşünce gücü ve çekim yasası kitabından sonra tam kendimden ümidi kesmiştim ki karşıma ünlü astrolog ve enerji uzmanı Nuray Sayarı’nın ‘İçindeki Gücün Sırrını Keşfet’ kitabı çıktı.
Sayarı “Pozitif düşün, mutlu ol” ana fikrini verip bir kenara çekilmemiş, aksine beyne pozitif olmayı ve evrene güzel enerjiler göndermeyi ezberleten çeşitli egzersizlerden, meditasyona, dua etmenin, bilinçli niyet etmenin önemine kadar hayata bakışınızı kökten değiştirecek gerçek sırları bir bir anlatmış.
Kendime yeni bir ben lazım!
Mucizevi bir şekilde hayatımı değiştiren yazarla bir kere de yüzyüze görüşmek istedim. Her dakikası dolu olan Sayarı’dan randevu koparmak pek de kolay değil ama fırsatınız olursa mutlaka tanımalı veya verdiği seminerlere katılmalısınız. Etrafa öyle güçlü ve pozitif bir enerji saçıyor ki yanından hiç ayrılmak istemiyor insan. Seansımı yaptım, işim bitti, “Hadi hayatta başarılaar” da demiyor, bir telefon kadar yakın hep, tökezlediğim anlarda arıyorum, birkaç cümlesiyle enerjimi yükseltiyor, gazı verip uçuşa geçiriyor! Dünyaya görevlendirilmiş olarak gönderilen özel insanlardan biri... ‘İçindeki Gücün Sırrını Keşfet’ herkesin yeni kararlar alma dönemi olan yılbaşı arifesinde, “Kendime yeni bir ben lazım” diyenlere ilaç gibi gelecek!
Vİtalİ Hakko gecesİnde ‘Cİgala’ sürprİzİ!
Perşembe akşamı Vitali Hakko’nun üçüncü ölüm yıldönümünde Vakko’nun İstanbul Nakkaştepe’deki binasında yapılan anma gecesindeydim. Türkiye’ye birçok yeniliğin gelmesinde öncülük etmiş olan Bay Vitali’nin ailesi ve dostları için her şeyiyle kusursuz bir gece hazırlatan oğlu Cem Hakko gecenin sonunda da davetlilere süper bir sürpriz yaparak ‘babasının oğlu’ olduğunu bir kez daha gösterdi. Aynı gün İspanya’dan gelen dünyaca ünlü Cigala & Tango grubu muhteşem bir konser verdi. Hele çok güzel bir çift tarafından yapılan tango gösterisinde büyülenmemek imkansızdı.
DE-MO-DE!
* Kusursuz, tepeden tırnağa şıklık çok demode, kendine güvenen rahat ve sade parçalarla harika bir şıklık yaratılabilir. Olduğu gibi fırlayıvermek, görüntüyü stres yapmamak moda. Pahalı markalarla 'tikilik' taslamak ise artık komediye giriyor.
* Hele de kusursuz görünüyorum sanarak çevrenize “Küçük dağları ben yarattım” bakışları atmayın. Artık kimse bu havaları yutmuyor.
* Konuşurken kelimeleri değiştirerek farklı görünmeye, Türkçe’yi bir yabancı gibi eğip bükmeye çalışmayın, 'şımarık kız' modası artık liselilerde bile çekilmiyor...
* “Gazete bile okumamak” övünülecek bir şey değil tam aksine artık gelişmelerden habersizlik 'kör cahillik'le eşdeğer, okumuyorsanız geyik yapmaktan öteye gidemezsiniz!
* “Ben aslında dedikodu sevmem” deyip dedikodunun Allah’ını yapmak fena halde demode. Ve de iğrenç! Artık bilinçlenmek moda, bozarlar ona göre.