“Yok yok yok, sen beni tanımamışsın; delidir ruhum, beni anlamamışsın... Ben bu gemileri yakmasını da, ben bu durumdan çıkmasını da... Bilirim” diyor Nilüfer; son single’ı “Sen Beni Tanımamışsın”da (DMC).
Söz konusu Nilüfer olduğunda, bu çok ama çok iddialı dizelerin hiçbiri havada kalmıyor.
Hakikaten öyle biridir Nilüfer.
Daha 15-16 yaşlarındayken Hafta Sonu gazetesinin Altın Ses yarışmasına katılacak cesareti bulmuş kendisinde.
Hayat karşısına Nino Varon gibi (ki, bu single’da da müzik danışmanı bu efsane prodüktör) “müzikle yatıp müzikle kalkan” birini çıkarmış, bu uzun ve meşakkatli “zirve yolu”, 1972 yılında “Kalbim Bir Pusula/Ağlıyorum Yine” ile başlamış.
Ama “Zorsa zor, meşakkatliyse meşakkatli” demiştir hep Nilüfer; her zaman, her adımda.
Aynen son şarkısında dediği gibi yaptı; yeri-zamanı geldiğinde, “gemileri yakmaya” gerçekten cesaret etti. Hep böyle yapmıştır ya, biz yalnızca sonuncusunun altını çizelim. Zamanı geldiğinde, hiç korkmadan “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna,” dedi “Büyük Kayahan Usta”ya; “Onsuz ne yapar, ne ederim?” diye korkmadı, “etme-eğleme,” diyenlere aldırmadı.
“Karar verdim ayrılmaya,” dedi, ayrıldı.
Ve ne kadar da iyi etti. “Nasılsa birileri yazıyor, ben söylüyorum,” diye düşünüp üzerine hiç gitmemiş olduğu şarkı yazma, yazabilme yeteneğini, artık ortaya çıkarması gerektiğini düşündü.
Karar verdim ayrılmaya
“Bir star’lık kariyeri büyük bir başarı ile nasıl yönetilir?” sorusununun, cevaplarındandır Nilüfer; Ajda Pekkan ve Sezen Aksu ile birlikte, üç büyük, doğru ve anlamlı cevaptan biri.
Böyle olduğu, hep böyle düşünüldüğü içindir ki “Karar Verdim” ile karşımıza çıktığında, hiçbirimiz şaşırmadık.
“Bu kadarını ben de yazarım,” diye düşünmüştü ve ortaya çıkanlar, “bu kadar”dan fazlaydı.
Birileri, hayatta yapmayı en ama en çok sevdiğiniz şeyi, “şarkı söylemeyi” elinizden almaya çalışıyordu ve siz susup-küsüp köşenize mi çekilecektiniz?
Hem de kaç zamandır, “aynı nakarat, hep aynı aynı” şeyler karşınıza çıkarılıp duruyordu. Daha evvelki yaratıcılığının yerinde yeller esen birileri, her fırında bulunabilen “ekmek”leri, size özel formüllü “çörek” diye yutturmaya çalışıyordu, üstelik.
“Ayrılmaya-unutmaya” karar vermek, yapılacak tek “doğru” şeydi.
“Stüdyoları mesken edinmek,” daha da doğru.
Karar verdim unutmaya
“Sen Beni Tanımamışsın” da Nilüfer imzalı bir şarkı.
Artık şarkıların yazılma aşamasından çok, stüdyodaki “çaba”ların daha önemli olduğunu biliyoruz.
Her ama her zaman (Nino Varon’dan Dani Grünberg’e, Bircan Sılan’dan Mete Özgencil’e kadar) “doğru isim”leri, eliyle koymuş gibi bulan ve onlarla çalışmak için özel bir gayret harcayan Nilüfer, bir zamandır bütün 90 ve 2000’li yılların ortaya çıkardığı en zeki, en yetenekli müzisyenlerden Ozan Çolakoğlu ile çalışmakta.
Tarkan’ın, (hem proje hem de düzenleme anlamında) “Bir Slogan Bankası” inşa etmesi yönündeki tüm telkinlerine rağmen, işin “yaratıcı” yönünü hiç ama hiç ihmal etmemiş, işi hiç ama hiç “konfeksiyon”a dökmemiş Çolakoğlu,
Nilüfer’in pop dünyamız için ne ifade ettiğini de hep doğru olarak algıladı ve buna uygun bir biçimde iş çıkardı. Doğruya doğru: “Sen Beni Tanımamışsın”, sözleri iyi ama melodisi vasat bir şarkı. Ve böyle bir şarkının, zıpkın gibi bir şarkı haline gelmesinin yegane sebebi de Çolakoğlu. Bu müzisyen, başkalarının yaptığı gibi Nilüfer’i (elektroniğin altında) kurutabilir, (akustiğin altında) “out” olarak etiketleyebilirdi.
Ama doğru yol ya da tavrı seçmiş Çolakoğlu; Nilüfer’e yani 35 yıllık bir müzikal kariyeri hep ama hep başarı ile doldurup bugünlere gelmiş bir ‘star’a yakışacak bir iş çıkarmış.
Ve Nilüfer’in bir başka “doğru seçim”i: Şarkının remix’lerinden bir bölümü Hüseyin Karadayı ve Suat Ateşdağlı imzalarını taşıyor. Günümüz sound’larını en doğru bilenlerden olan bu iki büyücü DJ de, Nilüfer’in kadrini-kıymetini iyi bilmiş.
Single piyasada. Basın bülteninde Nilüfer’in ilk single’ı olduğu söylenmiş ama değil elbette. Fakat son single’ı.
Nilüfer’e kulak vermek, her zaman insanın ayaklarını yerden kesmiştir; bu sefer de öyle. Aynen.