05.09.2012 - 19:14 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN / senem.aydin@milliyet.com.tr
“Farklı bir rol oynadığım için keyifliyim” diyen İynemli’yle ilk sinema deneyimini, diziyi ve İstanbul’u konuştuk...‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin Mete’si Aras Bulut İynemli, beyazperde de ‘Mahmut ile Meryem’ filminde Mahmut rolüyle boy göstermeye hazırlanıyor.
“Farklı bir rol oynadığım için keyifliyim” diyen İynemli’yle ilk sinema deneyimini, diziyi ve İstanbul’u konuştuk...
Türkiye-Azerbaycan ortak yapımı olan ‘Mahmut ile Meryem’ filminde rol alıyorsunuz. Nasıl gidiyor çekimler?
Çok keyifli. İlk dizim ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin set ortamından sonra yeni bir set. ‘Acaba yabancılık çeker miyim?’ gibi bir kaygım oldu ama yönetmen Mehmet Öztekin’le konuşmamız çok güven verdi bana. Çekimlerin bir kısmı Azerbaycan’da yapıldı. Safranbolu çekimleri devam ediyor. Sonra Bolu, Düzce ve İstanbul platoda da sürecek.
Azerbaycan’da ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ izleniyor mu?
Evet. Hatta bir kız beni görünce “Le Türk aktörü” deyip şaşırmış. Gelip fotoğraf çektirmek isteyenler oldu. Çok kibar insanlar.
Çekimlere dair bir anınız var mı?
Daha ilk sahnemde seyis gelip “Aras attan düş” dedi. “Abi neden attan düşeyim?” dedim. Bayağı bir tartışıyoruz ama (gülüyor). Meğerse düşmek, inmek demekmiş.
Filmde nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz? Mete’yle benzerlikleri var mı?
Tip ve rol daha farklı. O yüzden keyifliyim. Kostümleri çok güzel. 1500’lerde geçiyor hikaye. Han’ın oğlu Mahmut’u oynuyorum. Etrafındaki herkes “Han ol! Vur, kır, parçala” derken çocuk, kitap okuyan entelektüel bir tip. Sonrası aslında bir yol hikayesi. Bir kızla tanışıyor, aşık oluyor, kızın peşinden gidiyor. Filmin ismine bakınca klasik aşk hikayesi diyorsun ama değil. Aşkın üzerinde duyguları görüyoruz, çaresizlik gibi. Her karakterde çaresizlik duygusu hakim. Ama Mahmut daha yüksek yaşıyor. Daha ağır yaşıyor.
Abiniz de oyuncu. Hatta aynı dizide rol alıyorsunuz. Gelen teklifleri değerlendirirken ona soruyor musunuz?
Eee tabii danışıyorum. Abime, Erkan Abi’ye (Petekkaya) , Mete (Horozoğlu) ve Renan Abi’ye (Bilek) de sordum. Meral Abla, “Seni ilk defa bu kadar heyecanlı gördüm” dedi. Onun öyle demesi beni daha da heyecanlandırdı.
“Olgunlaşmış bir Mete göreceğiz” Dizinin üçüncü sezon çekimlerine başladınız. Yaşadığı kayıplar Mete’yi nasıl etkiliyor?
Hikayenin üzerinden 8-9 sene geçti. İnsanların anneleri babaları ölse de hayat devam ediyor. Akarsu Ailesi’nde de bunu göreceğiz. Geçmişin acılarını unutmuyorsun ama yaşamak zorundasın. Bunun zorluğunu hissedecek Mete. Sorumlulukları var.
Mete’deki değişikliklerden biraz bahsedelim?
Fiziksel farklılıklar var. Bıyık, favori. Geçen sene rockstar bir gençti. Şimdiyse plakçı dükkanı olan bir adam. Müziği, dönemin müziğine çok uymuyor. O dönem ya sol müzik tutuyor ya da arabesk. Mete de anlamıyor o durumlardan, yaptığı besteleri tutmuyor. Bu yüzden müzik dükkanı açıyor. Bir de evin erkeği artık. Düşünsenize 30 yaşında bir adamın evde oturduğunu, o sinir bozukluğunu. Olgunlaşmış bir Mete göreceğiz bu sezon.
Annenizi oynayan Ayça Bingöl, “Her sezon yeni bir işe başlıyormuşuz gibi hazırlık sürecini tekrar yaşıyoruz” dedi...
Doğru. Yine araştırdım, izledim. Gidebildiğim kadar oyuncu koçuma gitmeye çalışıyorum. Yoruluyorum ama terimin her damlasına kadar değiyor. 16 yaşında bir çocuğu oynayarak başladım. Geçen sene 21 yaşlarında bir gençti, bu sene 29-30 yaşında bir adam. Oyunculuğumu geliştirmem açısından okul gibi oldu ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisi. Bu seneki karakteri çıkarmamda yönetmenimiz Zeynep Abla (Günay Tan) gerçekten çok yardımcı oluyor bana. Darbeden önceki sene. Kahramanmaraş olayları, Malatya olayları. Belgeselini izledim, çok tehlikeli zamanlarmış. Liselere kadar gidiyor olaylar. Mete’nin Osman’a düşkünlüğü de oradan geliyor, “Aman bir şey olmasın” diyor.
“İstanbul sevilmeyecek şehir mi?”
Okul ne durumda? Uçak mühendisliği okurken, dondurdunuz.
Dondurma hakkım bitti, bu sene başlıyorum. Onun da ayrı heyecanı var. Ama sinema filmi bitene kadar okula çok gidemeyeceğim. Film bittikten sonra diziyle beraber en azından verebildiğim dersleri vermeye çalışacağım.
İki set arasında mekik dokuyorsunuz. Tatil yapabildiniz mi?
İki gün kız arkadaşımla Kaz Dağları’na gittik. Annemler Marmara Adası’nda, oraya gittim erken doğum günümü kutladılar. Çok tatil yapamadım ama. Film için at dersi, kılıç dersi, role hazırlanma derken.
Setten arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Boş vakitlerimde arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Kız arkadaşıma zaman ayırmaya çalışıyorum.
Arkadaşlarınızla birlikte nasıl vakit geçiriyorsunuz?
İki haftada bir buluşunca ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Beşiktaş, Fulya ya da Taksim’de buluşuyoruz. Gece hayatı pek yok.
İstanbul sizin için ne ifade ediyor? Şehirden uzak kalınca özlüyor musunuz?
Özlüyorum tabii. Burada doğup büyüdüm. İstanbul dışında bir yerde yaşayamam gibi korkularım yok ama. Yurt dışında yaşamak istersem yaşarım, niye yaşamayayım? Denizi olmayan bir yerde yaşayamam sadece.
Burayı seviyor musunuz?
İstanbul sevilmeyecek şehir mi? Hastasıyım.