CaddeKIRIK BiR AŞK HiKAYESi

KIRIK BiR AŞK HiKAYESi

28.07.2013 - 19:56 | Son Güncellenme:

‘Hatırla Sevgili’, ‘Canım Ailem’, ‘Dila Hanım’ gibi dizilerden tanıdığımız Oktay Gürsoy, ‘Öyle Bir Sevdim Ki Seni’ filminin vizyona girmesi için gün sayıyor. Karadeniz’de gerçek bir hikayeden esinlenerek çekilen filmi anlatan oyuncu, “Burada komik tipler; Temel ve Dursun yok... Karadeniz’e gittiğimizde de gördük zaten. Herkes Temel değil, herkes Dursun değil. Herkes biz” diyor

KIRIK BiR AŞK HiKAYESi

Seçimlerinizde ince eleyip sık dokuyorsunuz. Bu projeyi neden kabul ettiniz?
Her projede yer almayan bir oyuncu olmaya çalışıyorum. Bir çizgim olsun ve o çizgide devam edeyim istiyorum. Bu işi para için yapacak olsam gelen 100 teklifin 100’ünü de kabul ederdim. Ama bekleyip sabretme taraftarıyım. Bu filmin senaryosu çok etkileyiciydi. Orhan Abi’nin (Tekeoğlu) kalemi çok iyi. ‘Cemal’ karakterini ve senaryoyu okuduğumda gözümü kırpmadan kabul ettim.

Haberin Devamı


Nasıl bir karakter Cemal?
Lakabı, ‘Deli Cemal’. Trabzon’da çok sevilen, hümanist bir insan. Santa’da doğup büyümüş. İnsanları incitmiyor ama yeri geldiğinde masaya yumruğunu vurup olaya müdahale etmesini biliyor. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan biri. Ucu açık bir roldü yani. İstediğim her yöne çekebilirdim. Beni en çok rahatlatan şey de, Cemal karakterinin sınırsız olmasıydı. Her zaman yüzde 100 benimseyeceğiniz karakter ya da projeler denk gelmiyor.


Filmde ne anlatılıyor?
Atatürk zamanındaki göçü, Santa’yı ve çernobili anlatıyoruz. Ve burada geçen bir aşk hikayesini... Rus kadınların popüler olduğu dönemde ailelerin yıkılışı, Karedeniz kadının çektiği zorluklar ve iki farklı kültürden gelen topluluğun hikayesi var. Rusya ve Ukrayna’dan gelen kadınlar çok bakımlıyken, bizim Karadeniz kadınımızın tarlalarda çalışmak için ne kadar yıprandığını ve Rus kadınlarının büyüsünü anlatıyoruz. Ve Cemal’in yaşadığı kazayı...

Haberin Devamı


Nasıl bir kaza?
Zor durumda olan bir kadına yardım ediyor Cemal. Ve hikayemiz öyle başlıyor. Kaza fiziki değil. Ama Cemal’e ve çevresine göre yaşadığı tam bir kaza. Hatta travma. Çünkü karısını çok seviyor. Hatta kaçarak evlenmişler. Karısı ve Olga arasında çatışma yaşıyor. Ama bu çatışmanın sebebi, duygusallıktan ziyade Olga’ya verdiği söz. Bu süreçte herkes Cemal’i yalnız bırakıyor. Cemal bir kere o sözü vermiş, tutacak.

Karadeniz filmlerinde genelde komedi unsuru ön planda olur. Sizde tam tersi olacak sanırım...
Bize yansıtılan komik tipler; Temel ve Dursun yok orada... Karadeniz’e gittiğimizde de gördük zaten. Herkes Temel değil, herkes Dursun değil. Herkes biz. İnsanların duygusal yönü daha baskın. Havanın da etkisi büyük bunda tabii.
40-45 gün orada kaldığım için bunu çok iyi gözlemledim. Karadeniz ağzını yapmak da çok ciddi bir iş. Karadenizliler çok duygusal, agresif, komik... Her şey var.


Riskli bir süreç olsagerek...
Evet. Çünkü herhangi bir eleştiri gelebilir. Eleştirilere zaten açığım. Bizim mesleğimizin olmazsa olmazı. Ama bu filmde pozitif eleştiri alacağımı düşünüyorum. Çünkü ekip olarak müthiş bir enerji yakaladık. Oyunculardan teknik ekibe kadar... Oyuncu zaten duygularıyla yaşar. O duyguları yansıtabilmesi için de ekibin rahat olması lazım. Gergin bir sette yaratıcılığınızı kullanamazsınız. Daha önce tecrübe ettiğim için biliyorum.

Haberin Devamı

Oyuncularla aranız çok iyiydi yani...
Oyuncular olarak birbirmize çok bağlandık. Kayhan Yıldızoğlu, üstat... Onunla oynadığım için acayip şanslı hissediyorum kendimi. Çünkü egolarından tamamen sıyrılmış biri. Benimle gece yarılarına kadar senaryo çalıştı. Biz istediğimiz kadar “Çok güzel oldu” diyelim, halkın takdiri... Ama ben o kadar heyecanlıyım ki filmi bile izleyemiyorum. Galaya saklıyorum.

Zorluklar da olmuştur...
Doğa şartlarının zorluklarını yaşadık. Öyle bir hava var ki, “3 2 1 kayıt!” diyorsunuz, bulutun nereden geldiğini göremiyorsunuz. Bir anda inanılmaz bir yağmur yağıyor. “Hadi toparlanalım” diyorsunuz, birden güneş açıyor. 250 metre yükseklikte konakladık ve orada çekim yaptık. Aşağı iniyorsunuz, aşırı basık bir hava; yukarı çıkıyorsunuz, kar... Çekimleri haziranda yaptık ama o kadar soğuk oldu ki, elektrikli sobayla bile zor ısındık geceleri.

Haberin Devamı

KIRIK BiR AŞK HiKAYESi

“Hedefim Hollywood” Oyunculuktaki en büyük hedefiniz ne?
Hedefimde Hollywood var. Konservatuarı kazandığım andan itibaren tek hedefim bu. Onun için de sistemli ve tutarlı bir çalışma içerisine girmem gerekiyor. Hem kişilik olarak, hem duruş olarak... Hollywood’a giden yolu kendim çizmem gerekiyor. Çünkü arkamda kimse yok. ‘Öyle Sevdim Ki Seni’, benim basamakları çıkmamda yardımı olan bir proje oldu. Basamakları üçer üçer çıkacağıma eminim bu projeyle.


Gelecekteki projeleriniz neler?
Şu anda filme odaklandım. Birkaç tane dizi teklifi var. Ama filmin heyecanı olduğu için, onlara odaklanamıyorum. Her projede yer almak istemediğim için; kaliteli, düzgün bir şey gelirse değerlendireceğim.

SON SAHNE BENi BiLE ŞAŞIRTTI”

Kim ne derse desin, sanat toplum içindir. Topluma bir şey öğretmedikten sonra, yaptığım sanatın önemi yok ki. Toplum olarak okumayı sevmiyoruz. Bari gösteri ya da müzikle bir şeyler yapalım... ‘Öyle Sevdim Ki Seni’, içinde aşk hikayesi barındıran tarihi bir hikayeyi anlatıyor. Gerçek bir hikaye. O dönemde yaşanmış, hâlâ da yaşanan bir hikaye... Senaryoyu ilk okuduğumda “Sonu şöyle biter kesin” diye düşündüm. Ama beni bile şaşırttı. Seyirci son sahneyi izledikten sonra, çelişkiler içerisinde çıkacak filmden.

Haberin Devamı

SENARiST ORHAN TEKEOĞLU ANLATIYOR

“Doğasıyla, insanıyla, kültürüyle ve yaşam tarzıyla Karadeniz çok ilginç bir bölge. Bu bölgede müthiş hikayeler var.
Trabzon, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra sınırlarda oluşan serbestleşmenin yarattığı legal ve illegal ticaretin merkezi haline gelmişti. Ticaret için gelenlerin ağırlıkta kadınların olması, Trabzon’un sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlaki yapısını olumsuz yönde etkiledi. Trabzon’daki bavul ticaretinin getirdiği ekonomik canlılığın yerini fuhuş sektörü alınca Trabzon adeta sosyal bir fay kırılması yaşadı. Bozulan aileler, artan boşanmalar, intiharlar, kavgalar... Aslında Trabzon’un yaşadığı 10 yıllık bir dönem var ki, 10 film yapılsa bile azdır. Senaryo aşamasında yüzlerce Trabzon kadını, Rus kökenli, Gürcü ve Azeri kökenli kadınlarla konuştuk. Çok ilginç yaşanmışlıklarını anlattılar. Ancak bu bilgiler ulaşmak kolay olmadı. Çok uğraş verdik. Film, kırık bir aşk öyküsünü anlatıyor. Birbirini hiç tanımayan biri Trabzonlu, diğeri Ukraynalı olan kadının ve arada kalan Cemal’in acıklı yaşam öyküsü.”