CaddeİZFAŞ'ın gurur tablosu Gelin & Damat Show

İZFAŞ'ın gurur tablosu Gelin & Damat Show

24.02.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hilton'da La Dolce Vita, Cooking Class, meyhane, eğlencenin adı CeCe, Cemil ateş püskürüyor, ünlü modacı ve mankenlerin İzmir çıkarması...

İZFAŞın gurur tablosu Gelin & Damat Show

İZFAŞ'ın gurur tablosu Gelin & Damat Show

Hilton'da La Dolce Vita, Cooking Class, meyhane, eğlencenin adı CeCe, Cemil ateş püskürüyor, ünlü modacı ve mankenlerin İzmir çıkarması...

Efendim, uzun süredir İzmir'e gitmemiştim. Zavallı anacığım ile hasret giderirken bunu anladım. Aslında hayat o kadar boş ki, iş, güç, para, lüks yaşam, dostlar derken insan gerçek sevdiklerinden uzak kalıyor. Ben bunu sık yaşayanlardanım. Cuma günü, geç bir saatte İzmir'e vardım. Havaalanında kraliçeler gibi karşılandım. O kadar ki şok yaşadım. Sağolsunlar, İZFAŞ Reklam, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gökhan Kebapçıoğlu ile Fuarlar Müdürü Dilara Sürgü havaalanındaydılar. Doğruca annemlere gittim. Ama annem ve kardeşlerim Nuray, Tülay, yeğenlerim Evren, Merve, Naci ile topu topu 3 saat hasret giderdim. Üçüncü numara, kardeşim Gülay çocuklarının sınavları nedeniyle ne yazık ki gelemedi. Gecenin bir yarısında da Hilton Oteli'ne geçtim. Hareketliydi. Resepsiyondaki genç arkadaşlar biraz tecrübesiz, ama pırıl pırıl ve iyi niyetliler. Hilton'u turladım. Bence, otelin en şık ve kaliteli restoranı, girişte olan La Dolce Vita. Fiyatları da çok normal. 'Sevgililer Günü'nde burası fullmuş. Okan Bayülgen ve sevgilisi Cansu Dere de buradalarmış. Kemas'ın ortağı olan sevgili kuzenim Kemal Subaşı anlattı. Hafif birşeyler atıştırdım. Mozzarella crostini ançuez, domates ve bresaola, sakinleşmek için de Bourbon Jack Daniel's içtim. Toplam 12 milyon lira ödedim. Böyle bir otel için gerçekten ucuz. Örneğin krema ve parmezan eşliğinde sunulan günün makarnası 'Alfredo' 4 milyon, cola 2 milyon lira. Viskiler biraz pahalı, sıcak içecekler ise 1 milyon 800 bin lira. Sandöviç ve hamburger çeşitleri 4 milyon, hafif yiyecekler 3 ila 4 milyon arasında. Yemek ve akşamüstü buluşmaları için ideal. Sevis de La Dolce Vita'da mükemmel. Bu arada Hilton'da her çarşamba The Colonnade Restaurant'da meyhane, yine aynı mekanda cumartesileri sirtaki geceleri var. Cuma akşamları ise 'fish night', yani balık gecesi yapılıyor. İstanbul'a oranla bu geceler hayli ucuz... Yalnız odanızdaki minibar el yakıyor. Bir mini Evian su 2,5 milyon, minik viski 8 milyon... 500 bin liralık colanın bile minibar fiyatı 3,5 milyon.

Eğlencenin lideri CeCe, Cemil ateş püskürüyor
İzmir'e gidiş nedenim, dünyaca ünlü koreograf Uğurkan Erez ile eski bir arkadaşım ve meslektaşım olan İZFAŞ Genel Müdürü Feyzi Hepşenkal'ın, ilk kez İzmir Fuarı içinde düzenlenen 'Gelin & Damat Show'a konuk olarak çağrılmamdı. Gece yarısı provaların yapıldığı fuara gittim. Uğurkan yine bitap düşmüş, önündeki küllükte belki 20'ye yakın sönmüş puro var. Bu show için özel koleksiyonuyla İzmir'e gelen çok eski bir dost, Cemil İpekçi ile karşılaştık. Cemil ile yıllar öncesine gittik. Bana göre İpekçi yalnız modacı değil, insan olarak da mükemmeldir. Sohbet sırasında çok öfkeliydi. Bugüne değin koleksiyonunu hep kumaşlardan yapan Cemil bu kez kağıttan hazırlamış. Bunun nedeni de protesto. Her sezon başında kumaşçılara bizzat telefon açıp koleksiyonunu belirten ve milyon dolarlık yatırımlarıyla onun, bunun kumaşının reklamını yap İpekçi, kumaş aldığı firmalara da yüklüce para kazandırıyor. Şimdi artık ipler Cemil'in elinde. Bakın bu konuda neler anlatıyor; "Şenay'cığım, bundan böyle yeni bir koleksiyon için ne kumaşçılara ne takıcılara telefon açacağım. Kendimi iyi, kötü kanıtladım. Kimse bana sponsor olmuyor, yatırımı ben yapıyorum. Sonuçta kazanan ve reklamı yapılan onlar oluyor. Bir gün de kendileri merak edip telefon açsınlar, 'Yahu Cemil, bu sene koleksiyonun ne? Nasıl kumaşlar verelim?' desinler. Ben çamurdan, kağıttan, ninemin çarşaflarından, annemin eskimiş elbiselerinden de koleksiyon yapsam yine Cemil İpekçi'yim. Burada gördün halkın sempatisini, alkışını. Onlar artık bana lutfedecekler. Zaten ben Türkiye'de ilk koleksiyonumu anneannemin çarşaflarından yapmıştım. Tarih 1975'di. Değişen ne oldu, ne kazandım? Yalnız ben mi? Biz Türkiye'de birkaç deliyiz. Zuhal Yorgancıoğlu, Aybike Baran, Faruk Saraç ve ben. Dünyanın başka bir ülkesinde bizi tahtlarda oturturlar, saraylarda yaşatırlar ve devlet sanatçısı yaparlar. Zuhal Yorgancıoğlu'nun cebinden milyarlar harcayarak oluşturduğu koleksiyona, Aybike Hanım'ın tüm Anadolu'yu dolaşarak bin yıllık kumaşlardan yaptığı özel koleksiyona, Faruk'un (Saraç) Sarı Zeybek, Padişah'ın Esvabı gibi gösterilerine devlet sahip çıktı diyebilir misin bana? Tüm bu koleksiyonlar için müze kurulmalı ve bizim eserlerimiz halka, yabancılara açılmalı. Düşün bak, hala bir moda fuarı yapılmıyor. Bu konuda Faruk (Saraç) da dertli. Ayıptır, büyük haksızlıkla karşı karşıyayız. Devlet sanayiciye, çiftçiye, iş adamına sahip çıkıyor. Çıkacak elbette, ama bize de çıksın". Cemil'in stresini CeCe'de attık. Bendeniz, Uğurkan Erez ve yine İzmir'in yetiştirdiği ünlü stilist -modacı Ertan Kayıtken ile soluğu CeCe'de aldık. Haftasonu olması nedeniyle tıklım tıklımdı. Sahibi sevgili Metin Köroğlu hemen bir masa yaptırdı. Sahnede Gülay Eralp vardı. Ben de Gülay'ın sahnesine, repertuarına bayılıyorum. Can dostum İzzet Çapa ile arası limoni ama. İki gece de finali CeCe'de yaptım. Bu arada Gülay, şeflerden Bülent Ceyhan'ı da sahneye çıkarıyor. Ceyhan acaip bir çocuk. 2 -3 arabesk şarkı söylüyor, çok da başarılı ve sempatik. Belirtmeden geçemeyeceğim, o gece kendimle iftihar ettim. Sevgili Yayın Yönetmenim, Rıfat'ım (Ababay) bana verdiğin değer boşa gitmemiş. CeCe'de ön masada oturan İzmir'in tanınmış iş adamı Murat Ertin ve karısı Pınar Hanım, Dr. Emin Yürekli ve bir grup aile, üç şişe şampanya gönderdiler bana. "Sizin dürüstlüğünüzle gurur duyuyoruz" diye alkış yağmuruna tuttular. Samimi söylüyorum, hiçbirini tanımıyorum. Tuvalete kalktığımda arkamdan gelen üç bayan da Posta'ya övgü dolu sözler sarfederken, yazılarımı ezberlediklerini belirttiler. İkinci gece CeCe'ye sevgili kuzenim Kemal Şubaşı ile gittim, yine yer yoktu. Bu mekanın böyle iş yapmasında sahibi Metin Köroğlu, müdürü Çetin, kapıdaki güvenlik Cumhur, Sabri, Ahmet, Metin ve servis elemanları Toprak, İmam, Ali, Gökhan, Bahadır, Hasan, Murat, Alaslan'ın büyük payı var. Çocuklar arı gibi.

Podyum yıldızlarının İzmir çıkarması
İlk kez düzenlenen, ama geleneksel hale getirilecek olan 1. Gelin & Damat Show ile İzmir'e podyumların ve moda dünyasının ünlü yıldızları yağdı. İZFAŞ (İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat Tic. A.Ş) tarafından düzenlenen ve beş gün süren fuar boyunca ben ve Feyzi Hepşenkal başta olmak üzere Selman Sarçın, Dilara Sürgü, Nükhet Demirhisar, Gözde Üretmen, Mustafa Doğru"z, Gökhan Kebapçıoğlu, Zeynep Özen, Serhan Önür, Nergiz Kızık ve Özkan Yavru'nun doğru dürüst uyuduklarını sanmıyorum.

Ama finalde sararmış yüzlerinde gurur dolu gülücükler vardı. Defileye Zuhal Yorgancıoğlu, Cemil İpekçi, Faruk Saraç, Hikmet Alcan, Aybüke Baran, Cazibe Tuna, Zeynep Acar, yine eski bir dost Esin Yılmaz, Damat Tween, Temizocak, Edibe Serpil Modaevi, Gardenya Gelinlik, Handan Güventürk Modaevi, Kahyaoğlu Gelinlik, Müjgan Modaevi, Otantik Hint Evi ve Üçel Moda katıldı.

Podyumun yıldızları ise Asuman Krause, Begüm Özbek, Bilge Çeki, Burcu Çağrı, Cansu Dere, Ceylan Saner, Çağla Şıkel, Gizem Damga, Melis Yamalıoğlu, Seli Eser, Serap Çetin, Sinem Öztufan, Yeliz Çalışkan, Yüksel Ak, Alp Kırşan, Can Benian, Çağdaş Yılancı, Ediz Karınca, Murat Mısırlı, Şenol İpek'ti. Efendim, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. Kısmetse yarın İzmir ve İstanbul dedikodularında buluşmak üzere hoş kalın ve hep mutlu yaşayın.

Yazara e-mail:



MAGAZİN















Yazarlar